banner26

Alzaymırdan korunmak için risk faktörlerini kontrol altına alın

banner47

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr.

banner57
Sağlık 21.09.2019, 14:15 21.09.2019, 14:15
27
Alzaymırdan korunmak için risk faktörlerini kontrol altına alın
banner52
banner32

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Nöroloji Uzmanı
Doç. Dr. Banu Özen Barut, genetik olarak risk altında olan grupta dahi
değiştirilebilir risk faktörlerinin, orta yaştan itibaren kontrol altına
alınması ve düzenlenmesinin alzaymır riskini azalttığını bildirdi.





Doç. Dr. Barut, Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla AA
muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığın orta ileri yaş döneminde görülen,
bilişsel işlevlerde yıkılmaya neden olan ve en sık görülen bunama nedeni
olduğunu söyledi.





Alzaymırın sinsi başlayan ve ilerleyici bir sorun olduğunu
belirten Barut, en önemli belirtisi olan unutkanlığın yaşla birlikte normal
kişilerde de görülebildiği için bunun alzaymır belirtisi olup olmadığının
ayrımının yapılması gerektiğini ifade etti.





Barut, alzaymırda görülen unutkanlığın özellikle yakın aile
bireylerinin ismini, çok sık kullanılan kelimeleri unutma, eşyalarını kaybetme
ve eşyaların daha sonra ilgisiz yerlerden çıkması gibi günlük yaşam
aktivitelerini olumsuz düzeyde etkileyecek unutkanlıklar şeklinde olduğunu dile
getirerek, şunları kaydetti:





"Hastalar bir konu hakkında konuşup kısa süre sonra
aynı konuşmayı hiç olmamış gibi tekrarlayabilir. Hastalar gün içinde karşılaşılan
problemleri çözmekte zorlanırlar, eskiden kolaylıkla yapabildikleri yemek
yapmak, kitap okumak, araba kullanmak gibi aktivitelerde zorlanma ve bu
aktivitelerden elini çekme, zaman ve mekanı karıştırma, olayları değerlendirme
ve yargılamada problemler yaşama, duygu durumda dalgalanmalar ve kişilik
değişiklikleri, içe kapanma ve sosyal ortamlardan çekilme hastalığın başlangıç
döneminde görülebilen belirtilerdir. Hastalığın belirtileri zaman içinde
ilerleyerek kişiyi bir bakım verene bağımlı hale getirir. Özellikle ilerleyen
evrelerde davranışsal problemler ön plana çıkar hastalarda sinirlilik,
ajitasyon, şüphecilik, takıntılı davranışlar, uyku bozuklukları gibi
problemlerle bakım verenin yükü de giderek artar. Hastalığın tam bir tedavisi
olmasa da bazı medikal ve ilaç dışı yöntemler hastalık belirtilerini tedavi
edebilmekte ve bu da hasta ve bakım veren kişinin yaşam kalitesini
artırmaktadır."





Son dönemde yapılan araştırmaların özellikle alzaymır olma
riskini azaltan yöntemler üzerine odaklandığını dile getiren Doç. Dr. Banu Özen
Barut, neden olabilecek risk faktörlerinin değiştirilemeyen ve değiştirilebilir
olmak üzere ikiye ayrıldığını kaydetti. Barut, özellikle değiştirilebilir
olanların tespit edilip düzenlenmesiyle riskin azalabileceğinin yapılan
çalışmalarla desteklendiğine dikkati çekti.





"BAZI İLAÇLAR İLERLEMEYİ YAVAŞLATIYOR"





Değiştirilebilir risk faktörleri arasında diyabet,
hipertansiyon, dislipidemi, metabolik sendrom, obezite, sigara kullanımı, düşük
fiziksel aktivite, depresyon, tekrarlayan ciddi kafa travmaları, işitme kaybı,
düşük eğitim seviyesi, sosyal etkileşimin düşük olduğu bir yaşamın
sayılabildiğini ifade eden Barut, değiştirilemeyen risk faktörlerinin ise
yaşlanma, genetik faktörler ve kadın cinsiyet olarak belirlendiğini aktardı.





Barut, "Genetik olarak risk altında olan grupta dahi
değiştirilebilir risk faktörlerinin orta yaştan itibaren kontrol altına
alınması ve düzenlenmesi alzaymır olma riskini azaltmaktadır. Sonuç olarak
fiziksel hareket, sosyal açıdan aktif olmak, stresi azaltmak, sağlıklı beslenme
alışkanlıkları, zihinsel fonksiyonları zorlayan aktiviteler ve kaliteli bir
uyku alzaymır riskini azaltırken, hastalığın ilerlemesini yavaşlatarak olumlu
etkilere neden olmaktadır." diye konuştu.





Şu anda hastalığın tedavisinde kullanılan bazı ilaçların
hastalığın semptomlarındaki ilerlemeyi ve dizabiliteyi bir nebze de olsa
yavaşlattığını vurgulayan Barut, şöyle devam etti:





"Özellikle orta ileri evre alzaymır hastalarında
ajitasyon, huzursuzluk ve uyku problemleri gibi davranışsal semptomlar bakıcı
yükünü oldukça olumsuz olarak etkilemektedir. Bu tarz yakınmaları olan
hastalarda öncelikle hastanın huzursuzluğunu artırabilecek açlık, susuzluk,
kabızlık, yorgunluk, cilt problemleri sorgulanmalıdır. Hastalar bilişsel
fonksiyonlarındaki problemler nedeniyle kendilerini ifade etmekte yeterli
olmayabilirler. Hastalar için konforlu bir yaşam alanı sağlanmalıdır. Hasta ile
belli konularda inatlaşmak yerine hastanın ilgisini farklı konulara çekmeye
çalışmak bu davranışsal problemlerle başa çıkmada faydalı olabilmektedir. Bu
hastalara karşı esnek ve sabırlı olmak davranıştan çok hastaların duygularına
odaklanmak da çoğu zaman hasta iletişiminde yardımcı olmaktadır. Hastaları
fazla uyaran olan ortamlardan uzak tutmak ya da bu tarz aktivitelerden sonra
hastaya dinlenmesi için sakin ortamlar oluşturmak da davranış problemlerini
azaltabilmektedir. Tüm bu yöntemlere rağmen devam eden davranış problemlerinde
ise ilaç tedavileriyle kontrol altına alınabilmektedir."





Barut, "Alzaymırın tedavisi ve oluşma riskini azaltmaya
yönelik devam etmekte olan 100'ün üzerinde klinik araştırma bulunmaktadır.
Hastalığın oluşumundan sorumlu mekanizmalar, beyinde biriken amyloid proteini
ve beyin hücrelerindeki bir proteinin aşırı düzeyde fosforile olmasına bağlı
ortaya çıkan nöronal dejenerasyon ve tüm bu mekanizmalar sonucu beyin
hücrelerinde enflmasyonun artması olarak özetlenmektedir. Gelecekteki tedaviler
bu yollar üzerinden etkili olarak hastalığı tedavi etmeyi amaçlamaktadır."
değerlendirmesini yaptı.


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?