Çavuşoğlu: Kıbrıs'ta sıfır asker sıfır garanti rüyasındakiler uyanın, vazgeçin... Öyle bir şey hiçbir zaman olmayacak
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakereleri konusunda, "Sıfır garanti, sıfır asker rüyasında olanlara hatırlatıyorum; o rüyadan, hayalden uyansınlar, vazgeçsinler, öyle bir şey hiçbir zaman olmayacaktır. " dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs
müzakereleri konusunda, "Sıfır garanti, sıfır asker rüyasında olanlara
hatırlatıyorum; o rüyadan, hayalden uyansınlar, vazgeçsinler, öyle bir şey
hiçbir zaman olmayacaktır." dedi.
Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulunda, Dışişleri Bakanlığının 2019
yılı bütçesine ilişkin hükümet adına yaptığı konuşmada, Suudi gazeteci Cemal
Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılması için yürütülen sürecin tüm dünya tarafından
takdirle izlendiğini söyledi.
Amaçlarının takdir toplamak değil olayın tüm yönleriyle
aydınlatılmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, cinayetle ilgili
uluslararası soruşturma dahil ne gerekiyorsa yapılacağını kaydetti.
Türkiye'nin, ABD'nin aldığı kararlara, İsrail'in pervasızca
saldırılarına rağmen Filistin ve Kudüs davalarına da sahip çıktığını ve bu
tutumu sürdürmeye devam edeceklerini anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Haksızlığa karşı herkes sussa da susmayan bir Türkiye
vardır. Bundan sonraki süreçte de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu
konuda iki defa İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi düzenledik. Her
ikisinin arkasından da bundan memnun olmayanları gördük. Siz memnun olmayın,
çatlayın. Biz Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bundan sonra da
iki devletli çözüm oluncaya kadar bu çabamızı sürdüreceğiz, Kudüs ve Filistin
davasını hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız."
KIBRIS MÜZAKERELERİ
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin milli davalarından birinin de
Kıbrıs olduğunu, adil ve kalıcı bir çözüm için samimi çabalara ihtiyaç
duyulduğunu anlattı.
Türkiye'nin samimi çabalarına Rum tarafının yanaşmadığını
dile getiren Çavuşoğlu, "Artık laf olsun diye bir müzakereye başlamamız
söz konusu değildir. Neyi, ne için müzakere edeceğiz, parametreleri ne,
çerçevesi ne, bunları belirleyeceğiz. Sıfır garanti, sıfır asker rüyasında
olanlara tekrar hatırlatıyorum; o rüyadan, hayalden uyansınlar, vazgeçsinler,
öyle bir şey hiçbir zaman olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon araştırmaları
konusunda da Türkiye'nin tavrının net olduğunu vurguladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) davet ettiği
alanlarda ve daha önce Birleşmiş Milletler'de (BM) kayda geçirilen münhasır
ekonomik bölgelerde kazılara başlanacağını dile getiren Çavuşoğlu, "Artık
bizim de sondaj gemilerimiz var. Sadece sismik araştırma değil, gemilerimizle
ve kahraman askerlerimizle oralarda gerekli tedbirleri alıyoruz, almaya devam
edeceğiz." diye konuştu.
"VİZE SERBESTİSİ
VATANDAŞLARIMIZIN HAKKIDIR"
Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin yıllardır Avrupa Birliği (AB)
üyeliğini konuştuğunu, AB'nin hala Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu
anımsattı.
AB'ye katılımla ilgili reformların yeniden Türkiye'nin
gündemine getirildiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Ülkeyi 17 yıldır dönüştüren, reforma tabi tutan, tüm
dünyanın 'sessiz devrimler' diye nitelendirdiği reformları yapan, Recep Tayyip
Erdoğan ve onun kadrolarıdır. Reform Eylem Grubu ile reform eylem stratejisini
belirliyoruz. Bunlar devam ederken, bu zorluklar varken Avrupa Birliği ile
birlikte atacağımız adımlar var. Vize serbestisini elde etmemiz lazım. Bu,
bizim milletimizin, vatandaşımızın hakkıdır. Göç konusunda AB'den kaynaklanan
aksamaları gündeme getiriyoruz. Zorluklar var ama bu iş birliğinin önümüzdeki
süreçte de devam edeceğini söylemek isterim.
Gümrük Birliğinin bir an önce güncellenmesi gerektiği
söylendi, buna biz de katılıyoruz. AB ile beraber çaba sarf ediyoruz çünkü bu,
her iki tarafın da yararınadır. Hatta AB üyesi ülkelerin çoğu Türkiye'den daha
fazla bu güncellemeden yararlanacaktık, faydalanacaktır. Siyasi duygularla bu
süreci engellemenin Avrupa Birliğine de bir faydası yok."
Çavuşoğlu, AB'nin IPA fonlarından kesinti yaptığını, bunun
esasen Türkiye'nin ekonomisini zayıflatmayacağını ancak AB'nin itibarını
küçülteceğini kendilerine aktardıklarını söyledi.
Böyle küçük düşüncelerden vazgeçilmesini istediklerini de
belirten Çavuşoğlu, güvenlik dahil birçok alanda iş birliğinin sürdürülmesinin
her iki taraf yararına olacağını dile getirdi.
Yurt dışında yaşayan 6 milyondan fazla Türk vatandaşının
bulunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bu vatandaşlara sahip çıkmanın Türk dış
politikasının önceliklerinden olduğuna dikkati çekti. Bakan Çavuşoğlu, şöyle
devam etti:
"Vatandaşlarımıza daha iyi, daha hızlı, daha kaliteli
ve yerinde hizmet vermek için gece gündüz çalışıyoruz. Sadece çağrı
merkezlerimizle değil tüm misyonlarımızla bunu yapıyoruz. Aile
müşavirliklerimizle beraber artık yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da
yanında oluyoruz, onlara hizmetin en iyisini vermek için gece gündüz
çalışacağız.
Avusturya'da çifte vatandaşlığa engel bir kanun var ve bazı
vatandaşlarımızı vatandaşlıktan çıkardılar ama bugün Avusturya Anayasa
Mahkemesi bu kararı iptal etti ve Avusturya hükümetinin haksız uygulaması da
hukuktan dönmüş oldu. Bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz."
"DÜNYADA MARKA OLDUK"
Çavuşoğlu, yurt dışına giden iş adamlarını, yatırımcılarının
işlerini takip etmenin, görevleri olduğunu, devleti, bayrağının dalgalandığı
her yerde, herkese hissettirmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Soydaşları, akraba topluluklarını yalnız bırakamayacaklarını
belirten Çavuşoğlu, "Çünkü onlar 100 yıl, güçlü bir Türkiye tekrar gelecek
diye beklediler, tekrar onları sukutuhayale uğratamayız. Ve ecdadımızın emaneti
miraslara sahip çıkmak da bizim en önemli görevlerimizden bir tanesidir. Ama
sadece bu yardımlarımızı soydaşlarımıza, akraba topluluklarımıza ulaştırırsak
olmaz. Dünyadaki mazlumların umudu olan bir Türkiye'yiz. Dünyanın her yerinde
Rohingya Müslümanları, Somaliler, Karayipler olsun, nerede olursa olsun tüm
mazlumlara, Gazze'deki mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz."
değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin bugün sadece Dışişleri Bakanlığı ile
değil, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yunus Emre Türk
Kültür Merkezi, Türk Kızılayı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD),
Maarif Vakfı, Türk Hava Yolları (THY) ile dünyada marka olduğunu ifade etti.
"O HAİNLERİ ÜLKEMİZE GETİRMEK İÇİN ÇABA SARF
EDECEĞİZ"
Sert gücün önemli ancak yumuşak gücün kalıcı olduğunu,
ülkenin itibarını artırdığını kaydeden Çavuşoğlu, tüm kurumlarıyla dünyanın her
yerinde Türkiye'nin imajını yükseltmek için çaba harcadıklarını vurguladı.
Öte yandan yeri geldiğinde diplomasiyi, yeri geldiğinde sert
gücü kullanmaları gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Neye karşı? Terörle
mücadelede teröristlere karşı. İçeride nasıl mücadeleyi kararlılıkla
sürdürüyorsak dışarıda da FETÖ, PKK, YPG ve diğer terör örgütlerinin
yapılanmaları dahil, onların Türkiye'ye getirilmesi dahil, her türlü mücadeleyi
arkadaşlarımızla sürdürüyoruz. Göreve yeni başlayacak arkadaşlarımıza da şunu
söylüyoruz: Sakın ha 'FETÖ'yle mücadele bitti' dersek aldanırız, milletimize de
sözümüz var, onlarla sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz ve önümüzdeki
süreçte de onların faaliyetlerinin sonlandırılması için, o hainleri ülkemize
getirmek için çaba sarf edeceğiz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Suriyelilerin ne zaman geri döneceğine yönelik
soru geldiğini, bunun haklı bir soru olabileceğini belirterek, "Bu
insanlar nereden geldiğini unutmadan, özellikle Fırat Kalkanı, Afrin bölgesine
300 binden fazla Suriyeli, gönüllü şekilde döndü. Bunlara biraz daha
uluslararası toplumla beraber yardım edersek, daha fazla dönecek. Demek ki
dönme arzusu var. İdlib Muhtırasından sonra bile orası çok kalabalık olmasına
rağmen orada çok sayıda terörist, yabancı terörist savaşçı olmasına rağmen
oraya bile dönmeye başladılar. Çünkü orada Türkiye var. Türkiye'nin olduğu yerde
huzur buluyorlar." ifadelerine yer verdi.
Türk dış politikasının Kürt düşmanlığı üzerine kurulu olduğu
eleştirilerine yanıt veren Çavuşoğlu, bunun kesinlikle doğru olmadığını
söyledi. Çavuşoğlu, içeride ve dışarıdaki, Suriye ve Irak'taki Kürt
kardeşleriyle sorun yaşamadıklarına değinerek, hiçbir zaman içeride de dışarıda
da Kürt düşmanlığı yapmadıklarını ancak YPG ve PKK ile sonuna kadar
mücadelelerini devam ettireceklerini anlattı.
Bağdat'ta Kürtlerin, Kürt kardeşlerinin anayasal hakları
için var olduklarını söylediklerini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ama Erbil'e
gittik, 'Sayın Barzani, bu referandumu yaparsan defaktoda kullandığın haklar
gidecek, masaya oturamayacaksın, Kürtleri böleceksin, Kürtler acı çekecek.'
Şimdi bunları söyleyen mi haksız, buna rağmen başkalarının dolduruşuna gelip de
referandumu yapıp da tüm hakları elden giden mi hata yaptı? Buradaki ayrımı çok
iyi bir şekilde yapmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Süryanilerin Türkiye'de zulme uğradığı
eleştirilerine de yanıt vererek, Süryanilere tüm haklarını verdiklerini, tüm
dünyadaki Süryanilerle çok iyi temas halinde olduklarını belirtti. Bakan
Çavuşoğlu, Dünya Süryaniler Kongresi, Aramiler Kongresi Başkanı'nın kendisini
ziyaret ettiğini, "Fırat'ın doğusunda Süryanileri PKK, YPG sürgüne gönderiyor,
okullarını kapatıyor, zorla bizim çocuklarımızı bünyesine katıyor."
dediğini aktararak, "Bunu niye söylemiyorsunuz? Çünkü söyleyemezsiniz;
PKK, YPG size müsaade etmez." değerlendirmesini yaptı.
Ayrıca Çavuşoğlu, iki gün önce Ezidi aktivist Nadia Murad
ile görüştüğünü ifade ederek, Murad'ın, "Lütfen askerlerinize söyleyin,
burayı bombalamasınlar. Çünkü DEAŞ gitti, YPG, PKK geldi. Bölgemize kurtarıcı
gibi geldiler ama şimdi bizim çocuklarımızı zorla alıyorlar. Siz bombaladığınız
zaman onlar saklanıyor, ön tarafa Ezidileri sürüyorlar, onlar ölüyor."
dediğini aktardı. Kendisinin, neden seslerini çıkarmadığını sorduğunu belirten
Çavuşoğlu, Nadia Murad'ın, "Bir kızımızı zorla bünyesine kattılar, kız
kaçtı; geldiler, tekrar zorla götürecekti, halkımız isyan edince
götüremedi." dediğini belirtti. Çavuşoğlu, "PKK yapıyor bunu. Bunu
duyunca Türkiye'deki Kürt kardeşlerimize PKK'nın yaptıkları aklıma geldi.
Şimdi, bu gerçekleri söyleyince rahatsız oluyorsunuz ama bunlar gerçek. Siz
söyleyemediğiniz için ben söylüyorum sizin adınıza." dedi.
Suriye'de bir leş kargası varsa onun da YPG/PKK olduğunu
vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü muhalefet dahil hiç kimse Suriye'yi bölmek için
çalışmıyor ama PKK/YPG, Türkiye'yi bölmek için orada. Siz diyorsunuz ki
'Kürtleri boşaltıyorlar, başkasını yerleştiriyorlar.' Tam tersi, yüzde 90 Arap
olan yerleri şimdi PKK kontrol ediyor ve onların mallarını bile elinden
almıştır, malları bile alınmıştır. Afrin'de yine Süryani çocuklarını Türk
askerinin karşısına sürmüştür. Bunları bizim söylememiz gerekiyor."
"TÜRKİYE'YE DERS VERME HAKKI YOKTUR"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), önce
"Selahattin Demirtaş'ın tutuklanması doğrudur, makul şüpheyle
tutuklanmıştır." sonra ise "Siyasi gerekçeyle tutuklanmıştır."
dediğini belirten Çavuşoğlu, mahkemenin, kendi kararlarıyla böyle çelişmemesi
gerektiğine dikkati çekti. Çavuşoğlu, kararın henüz kesin olmadığına işaret
ederek, Türkiye'nin 3 ay içinde bu kararı büyük mahkemeye götürme hakkının
bulunduğunu anımsattı.
Bakan Çavuşoğlu, "Bize Avrupalıların, Batılıların, AİHM
kararlarının uygulanmasıyla ilgili ders vermeye hakkı yoktur. 15 yıldır
Yunanistan, Batı Trakya Türkleriyle ilgili İnsan Hakları Mahkemesinin 3
kararını uygulamamıştır. Almanya dahil birçok Avrupa ülkesi henüz AİHM'in
kararını uygulamamışken Türkiye'ye ders verme hakları yoktur, böyle bir
ikiyüzlülüğe, böyle bir çifte standarda da biz izin vermeyiz. Zaten Adalet
Bakanlığımız itirazla ilgili gerekli çalışmaları şu anda sürdürüyor." diye
konuştu.