Merhum Dr. Salih Miroğlu'nun kızı Nazenin Miroğlu, babasının ölüm yıl dönümünde duygu dolu bir yazı yazdı: “Varlığın öyle büyük bir şanstı ki yokluğunun ağırlığında nefessiz kalıyorum”
Merhum Dr. Salih Miroğlu'nun kızı Nazenin Miroğlu, babasının 18’inci ölüm yıl dönümünde duygusal bir yazı kaleme aldı.
Babasını özlemle anan Nazenin Miroğlu, "Sen benim sevdiğim her şeyin toplamı gibiydin." ifadeleriyle babasının anısına olan derin sevgisini dile getirdi.
Nazenin Miroğlu'nun yazısı şöyle:
“Yaşamının yansımalarından kalan mısraları her gün yeniden okuyorum. İlmek ilmek alın teriyle örülmüş hayatını düşünüyorum. Kendi bileğinin gücüyle verdiğin mücadelenin değerini… Özünü kaybetmeden, insan sevgisini, dürüstlüğü ve hoşgörüyü her şeyin üzerinde tutarak fikirlerini zamanın her bir zerresinde var edişini… Hedeflerini, özlemlerini, yaşadıklarını ve hiç yaşayamayacaklarını, yaşayamayacaklarımızı düşünüyorum. Aklımla, kalbimle seni her gün yeniden keşfediyorum.
Varlığın öyle büyük bir şanstı ki yokluğunun ağırlığında nefessiz kalıyorum.
Çiçek kokularıyla, neşeyle dolu bir ilkbaharı yaşamak misaliydi seninle birlikte olmak, sevgini çocuk kalbimde hissetmek... Sen benim sevdiğim her şeyin toplamı gibiydin. Kucak dolusu sarılışlarınla, yanağıma konan öpücüklerinle, baldan tatlı sözlerinle ve gösterdiğin ilgiyle kalbimin en özel yerine girmeyi ne güzel başardın... Dolu dolu derinden sevmeyi, küçücük şeylerden mutlu olmayı, hayaller kurmayı bana ne güzel öğrettin... Sonra çok zamansız bir şekilde sensizliğin buğusu sardı dört bir yanımızı… Sen çok uzaklardayken de seni yüreğimde taşımayı, tenine dokunamadan da kalbimde hissederek sevmeyi öğrendim annemle… Sen bana anlatamasan da yaşam tarzınla bilginin ve emeğin değerini; mütevazılığın ve kibarlığın önemini öğrendim senden.
Şimdi akıp giden yılları düşünmek, dudakta yarım kalmış bir ezgiye sığınmak gibi… Oysaki evde hâlâ sen varsın: Eşyalarda, hatıralarda, sohbetlerde… Dinlerken söylemeyi çok sevdiğin şarkılarda, okumayı çok sevdiğin kitaplarda hâlâ sen varsın. Annemin güçlü ama bir o kadar da hüzünlü ve özlemli bakışlarında sen varsın baba. Hayatına dokunduğun yığınlarca insanın ağzından dökülen gurur verici, övgü dolu sözlerindesin. Umutsuzluğun hâkim olduğu, demokrasinin kan akıttığı ıssız ve karanlık günlerde, yokluğunun iyileşemeyen yarası var Kıbrıs'ın siyasi tarihinin satır aralarında...
Bazen gülüşlerimizin ışıltısındasın; bazen de gözyaşlarımızın suskun, masum haykırışlarında…
Ama bugün gözlerim bir başka bakıyor…
Bugün kalbim bir başka atıyor…
Bugün içim sızlıyor…
Aklım kabul etse de bu kederli çaresizliği kalbim hâlâ direniyor anlamaya… Kısacık ömrü hayatımda bile seni, yeryüzündeki hiçbir kâğıda sığdıramam. Senden bana yadigâr kalan sevgi öyle büyük, hücrelerime damla damla akan hasret öyle yakıcı ki yokluğuna bir türlü alışamıyorum, alışamıyoruz…”