'Rum tarafı zenginliği paylaşmaya hazır olmadığını gösteriyor'
Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, 11’inci Büyükelçiler Konferansı’na katılmak üzere gittiği Ankara’da NTV’ye özel röportaj verdi. Özersay, 9 Ağustos’taki liderler görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, iki lider en son bir araya geldiğinde bazı güven artırıcı önlemlerle ilgili uzlaşmaya varıldığını ve bunların açıklandığını belirterek, ilişkilerin devamı açısından iki tarafın kademeli olarak birbirlerine güvenebilmeleri için bu önlemlerin pozitif şeyler olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, 11’inci
Büyükelçiler Konferansı’na katılmak üzere gittiği Ankara’da NTV’ye özel röportaj verdi.
Özersay, 9 Ağustos’taki liderler görüşmesiyle ilgili yaptığı
açıklamada, iki lider en son bir araya geldiğinde bazı güven artırıcı
önlemlerle ilgili uzlaşmaya varıldığını ve bunların açıklandığını belirterek,
ilişkilerin devamı açısından iki tarafın kademeli olarak birbirlerine
güvenebilmeleri için bu önlemlerin pozitif şeyler olduğunu kaydetti.
Bu yönde bir ilerleme sağlanmasının olumlu olacağını ifade
eden Özersay, geçmişte telefon hatları, elektrik ve benzeri konularda kararlar
üretildiğini, bunların bazılarının da çok gecikmeli bir şekilde hayata geçirildiğini,
suçluların iadesi ve benzeri konularda ise tam anlamıyla bir ilerleme
sağlanamadığını söyledi.
Özersay, Rum tarafının yönetim ve zenginliği Kıbrıs Türkü
ile paylaşmaya hazır olmadığını da vurguladı.
Özersay, “Doğalgazda da tek başına kazı yaparım, kaynakları
çıkarırım. Haklarınızı da kendime göre saklarım diyerek zenginliği paylaşmaya
hazır olmadığını da açıkça gösteriyor” dedi.
Özersay, Rum tarafının, Kıbrıs Türkü ile yönetimi paylaşmaya
hazır olduğu yönünde bir değişimi olmadığı sürece, çözüm bağlamında bir gelişim
beklemenin pek gerçekçi olamayacağını kaydetti.
Kapalı Maraş’la ilgili olarak da konuşan Özersay, Kapalı
Maraş’ın hem kapsamlı müzakereler hem de güven artırıcı önlemler bakımından
defalarca konuşulduğunu ancak Rumların ayak sürümesi nedeniyle bugüne kadar bir
sonuca ulaşılamadığını belirtti.
KKTC hükümetinin Kapalı Maraş’ın eski sakinlerini muhatap ve
paydaş kabul ettiğini de ifade eden Özersay, bu konuda bir adım attıklarını
söyledi ve şöyle konuştu;
“Kapalı Maraş, KKTC’nin bir parçası olan ve askeri bölge
statüsündeki bir yerdir. Biz bir inisiyatif aldık ve önce envanter çalışması
yapacağız sonra da bazı adımlar atacağız. Kıbrıs Rum tarafını gene bu sürece
dahil etmek müzakere süreçleriyle gene aynı kadere mahkum olmaktır. Eski
sakinlerin mülkiyet hakları var ve bu haklara halel gelmeksizin adımlar
atılacak” dedi.
Kapalı Maraş’la ilgili BM Güvenlik Konseyi kararının tavsiye
niteliğinde olduğunu da söyleyen Özersay, “Bu yüzyılda kim bize askeri bölgeyi
sivilleştiriyoruz diye müsaadem yok diyecek” dedi.
Kapalı Maraş’taki taşınmazlarla ilgili Taşınmaz Mal
Komisyonu’nun bir iç hukuk yolu olduğunu ve aktif durumda olduğunu da anımsatan
Özersay, envanter çalışmalarının başladığını, altyapı ve durum tespiti
açısından sağlıklı kararlar üretmek için bunun da gerekli olduğunu belirtti.
Özersay, gelinen noktada KKTC ile Türkiye’nin protesto eder
konumdan çıktığını dile getirerek, “Uluslararası aktörler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
statüsünü, AB üyeliğini, doğalgazı tek başına çıkarmasını, adadaki Barış Gücü’nün
devamını sorguluyor mu? Bunların herhangi birini ya da birkaçını yapsınlar o
zaman dengeler değişir. Söyleyip yaptığımız şeyler Rum tarafını kımıldatmaya
başladı” dedi.
(BRT/NTV)