@media screen and (max-width: 768px) { body { font-size: 16px; } }

banner26

'Polise büyük görev düşüyor'

banner47

Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, “partisinin yola çıkarken verdiği sözlerden taviz vermeden, ülkenin imkanları ölçüsünde bazı şeyleri değiştirerek, bazı şeyleri düzelterek yoluna devam ettiğini” söyledi. Manavoğlu, sonunda kaybetmek bile olsa savunulan değer ve olgulardan taviz vermeyeceklerini, eski siyaset anlayışını değiştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

banner57
Güncel 17.07.2019, 13:58 17.07.2019, 13:58
40
'Polise büyük görev düşüyor'
banner52
banner32

Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, “partisinin
yola çıkarken verdiği sözlerden taviz vermeden, ülkenin imkanları ölçüsünde
bazı şeyleri değiştirerek, bazı şeyleri düzelterek yoluna devam ettiğini”
söyledi.





Manavoğlu, sonunda kaybetmek bile olsa savunulan değer ve
olgulardan taviz vermeyeceklerini, eski siyaset anlayışını değiştirmeye
çalıştıklarını dile getirdi.





HP Milletvekili Manavoğlu, yazılı bir açıklama yaparak,
gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.





“RUMLAR VETO VE OY GÜCÜYLE AB’Yİ TEHDİT EDİYOR”





Doğu Akdeniz’deki sondaj krizini yorumlayan Manavoğlu, son
yaşananların, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın “Artık
farklı işbirliklerine gitmeliyiz” söyleminin haklılığını kanıtladığını ifade
etti.





Manavoğlu, şöyle devam etti:





“Gelinen durumda artık çözüm olayını Rum kesiminin
kilitlediği aşikardır. Kıbrıslı Türkler eğitim konusunda tutucu davranmadı; din
ve ahlak bilgisi konusundaki bilgileri doğru harmanladı. O yüzden biz çok
şanslıyız ama Rum kesimindeki insanların böyle bir şansı olmadı. Kilise Kıbrıs
meselesinin peşini bırakmıyor. Türklere küçücük bir hak veren lider aforoz
ediliyor neredeyse. O yüzden bunu konuşmayı, dillendirmeyi dahi düşünemezler.
Kıbrıs Rum kesiminde yaşayanların büyük çoğunluğu Türklere herhangi bir imtiyaz
verilmesini kesinlikle kabul etmiyor. Böyle bir yapıyı masaya oturup çözmenin
imkanı yoktur. Bunu çözmek için dışarıdan başka dürtüler olması lazım. Avrupa
Birliği bunu yapacak güce sahipti. Geçen gün yapılan açıklamadan anlıyoruz ki;
Kıbrıs Rum ve Yunan lobisi AB’ye ciddi bir baskı yapıyor. Avrupa Birliği’nin
bütün karar mekanizmasını etkilediği için AB’ye tehdit unsuru olarak Kuzey
Kıbrıs’ın şu an Türkiye’ye vermiş olduğu sondaj iznini kullanıyorlar. Aslında
üyelerin veto ve oy güçlerini kullanarak bir çeşit tehdit yapıyorlar.”





Manavoğlu, Annan Planı döneminde Türk tarafının “evet”inden
sonra AB’nin Rumlara; “Siz ‘hayır’ dediniz ve buradaki çözümsüzlüğü
sürdürdünüz. Sınır ve çözümsüzlük problemi olan bir ülkeyi üye olarak kabul
edemem” demesi ve çözüm kapısını aralaması gerektiğini ancak o dönemde bunun
yapılmamasının, Kıbrıslı Türkleri dışlamak ve o dönem güçlenen Türkiye’yi
durdurma amaçlı olduğunu belirtti.





Manavoğlu, şöyle devam etti:





“Hem Ortadoğu’ya hem Avrupa’ya yakın köprü görevi gören birçok
değerli bir toprak parçası. Böyle bir ülkenin önünü kesmezsen gün gelir başına
bela olur diye düşündü. Gerçi o günlerde geldi galiba. Ne kadar AB’ye almasalar
da ABD S-400’ler üzerinden çeşitli ambargolarla tehdit etse de Türkiye seneler
önce KKTC’nin Rum kesimine yapılan teklifin geri çevrilmesinden sonra çok doğru
bir hareket yaparak sondaj gemilerini hazırladı. Rum kesimine komite teklifi
Derviş Eroğlu zamanında yapılmıştı. O teklifi hazırlayan da o dönem Eroğlu’nun
müzakerecisi olan Sayın Kudret Özersay’dır. Bugün konuşulan komite teklifinin
çerçevesini çok önceden Kudret Özersay çizmişti. Sayın Akıncı da bu teklifi
sundu. İlk teklifi Rum tarafı kabul etmiş olsaydı, bugün Türkiye’nin sondaj
gemileri orada olmayacaktı. Kabul etmemeleri çok büyük dezavantajlarına oldu.
Bizim stratejimizin de doğruluğunu kanıtladı. Madem siz bizimle masaya
oturmuyorsunuz varlığımızı kabul etmiyorsunuz., o zaman biz de garantörümüz ve
tek müttefikimizle birlikte gerekli önlemi alacağız denildi. Sonraki seneler
içinde de bu yatırımlar yapıldı. Bu hazırlığı Türkiye o zamandan yapmaya
başladı. Rum kesimi bence o zaman büyük bir hata yaptığını anladı diye
düşünüyorum.”





“POLİSE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”





Gülşah Sanver Manavoğlu, ülkede suç oranlarının artması
konusuna da değindi.





“Nüfusun değişmesi, kaçakların artması, değişik
ihtiyaçlardan dolayı işçi olarak getirilip başıboş bırakılan bir kesimin
olmasının” bunda etkin unsurlar olarak gördüğünü belirten HP milletvekili
Manavoğlu, bu konuda polise büyük görev düştüğünü kaydetti.





Rum kesimiyle aramızdaki sınıra rağmen ciddi bir uyuşturucu
geçişi olduğunu söyleyen Manavoğlu, “Rum kesiminde bonzai üretilip bizim tarafa
satılmasına göz yumulduğunu duyuyoruz. Geçişin kolay yapıldığı, organize olduğu
bölgelerde daha fazla kontrol edilmesi lazım. Polisin bir dönem varlık
göstermemesi, suç oranında artışa neden oldu. Suç oranını en aza indirmek
istiyorsak otorite açısından ülkemize sahip çıkmamız gerekir. Polisin rolü çok
büyüktür. Düzenli baskın ve kontrollerin yapılması lazım. Herkes suç
işlediğinde başına ne geleceğini hatırlayacak.” Diye konuştu.





“MİLLETVEKİLİ GÖREV SÜRESİ 10 YILLA SINIRLANMALI, BAKANLAR
TEKNOKRAT ATANMALI”





Halkın Partisi Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu,
sistem değişikliği konusuna da değindi.





Şu an çeşitli sebeplerle Başkanlık sisteminin kabul
görmesinin zor olacağını ama  yapılacak
üç düzenlemeyle ülkenin önünü açmanın mümkün olabileceğini ifade eden
Manavoğlu, bunun partisinin değil kendi düşüncesi olduğunu kaydetti.





Manvoğlu, milletvekillerinin görev süresinin 10 yılla
sınırlanması, bakanların hepsinin teknokrat olarak atanması sağlanırsa
başkanlık sistemini konuşmaya gerek kalmayacağını vurguladı. Manavoğlu,
Meclis’in açılış tarihinin de 1 Eylül olması gerektiğine inandığını ifade etti.


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?