
Serdar Denktaş bugün Kanal T’de Gökçe Örnekal’ın konuğu oldu.
Resmi nüfusun yanısıra ülkedeki toplam nüfusa yönelik tahminini belirten Denktaş, “Ülkede şu anda öğrencisiyle, çalışanıyla, turistiyle, kaçak kalanıyla bir milyonun üstünde bir nüfus var, orası kesin. Büyük bir para akışı da var devletin farkında olmadığı. O paraya ihtiyacımız var, durdurmak yerine kontrol altına alıp disipline edip, devletin payını alması gerekir. Nasıl ki bir dönem gelirlerimizi birdenbire arttırarak kendi ayaklarımızın üzerinde durduk, yatırım getirecek adımlar da atabiliriz, gençlerimize kredi verebilecek bir noktaya da gelebilmeliyiz. Ülkeye gelen para kontrol edilemiyor diye tamamen durdurulmak istenmesi çok yanlış bir tutum, gerek üniversitelerde gerekse yabancıların mülk edinmesi konusunda kontrolün sağlanması gerekir” şeklinde konuştu. Ekonomik gelir kapılarının kapatılması yerine sıkıca denetlenmesi ve devlete düşen payın alınması gerektiğinin altını çizen Denktaş, “Rant Üniversiteleri kapatılsın diyenler oldu geçtiğimiz günlerde. Bu ülkenin önemli bir gelir kaynağıdır üniversiteler, zaten Türkiye’den gelen öğrenci sayısı azaldı. İngiltere’den ve İsviçre’den öğrenci gelmeyeceğine göre Afrika ve Orta Asya’dan gelen öğrencilere de çifte vize uygulaması başlatıldı. Gelir getirecek sektörlerde işi zorlaştırmak yerine kontrol ve denetim mekanizmaları arttırılmalıdır. Mülk satışında da aynı şekilde, icar sistemini önermiştim daha önce. Mülkün koçanı devlette kalacak şekilde uzun vadeli kiralamaya gidilmeli. İngiltere bunu yıllardır uyguluyor. Bu inşaat sektörünün gelişimini kesinlikle etkilemez. Bu yöntemden gelecek para o kadar çoktur ki, hem sosyal konutlar inşa etmeye hem de altyapı çalışmaları yapmaya yol açacak ve ekonomiyi döndürecektir. Şu anda ne yapılıyor, nasıl olsa Türkiye’den para geliyor diye kimse bunlara kafa yormuyor” diye açıkladı. Asgari ücrete artış konusuna da değinen Denktaş, önemli olanın ücretlerdeki artıştan çok hayat pahalılığındaki artış olduğunu, alım gücünün azalması halinde yapılan zammın bir işe yaramayacağını, alım gücünün arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.
Ekonomideki kötü gidişatı ve Türkiye ile ilişkileri değerlendiren Denktaş, Türkiye’den herhangi bir mali destek almadan geçirdiği maliye bakanlığı döneminden örnek verdi. Denktaş; “Benim maliye bakanlığım dönemimde ülkede dolaşan paranın, kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaya yeteceğini gördük. Kapıların açık olmasından faydalanarak doğru ekonomi politikalarını düzenleyince para akışı hızlandı ve ülkedeki hayat standardının beyan edilen gelirlerin üzerinde olduğunu fark ettik o dönem. Devlet bu standartlara göre payını alabilir mi diye düzenlemelere gidecektik ama hükümet bozuldu. Bizim kendi hedeflerimizi koyup, Türkiye’den de hangi teknik ve mali desteği isteriz onu belirleyip sunmamız gerekir. Önce hedeflerin ve eylem planlarının olması gerekir” dedi.
Türkiye ile doğru ilişkiler kurulamadığını belirten Denktaş, hükümetin her yanlış adımını Türkiye’yi bahane ederek açıkladığına dikkat çekti. “Hükümet aldığı yanlış kararlara doğan tepkiyi, “Ankara istedi de yaptık” bahanesiyle sunuyor. Büyük bir ihtimalle Ankara istememiştir. İstediyse bile böyle söylenmemesi gerekir zaten. Her açıdan yanlış bir tutumdur bu. Sürekli kendi üzerlerindeki hatayı Türkiye’ye atmak son yıllarda çok alışkanlık haline geldi. Yapılan yanlışları sürekli Ankara yaptırdı diye lanse ederseniz bu durum vatandaşımızı Türkiye’den, anavatanından uzaklaştırır, ve bu kesim gittikçe çoğalıyor ülkede” diye konuşan Denktaş, “Türkiye’den uzaklaşmak Kıbrıs Türk’ü açısından geleceğimiz için en büyük bir hatadır. Türkiye bizim için bir güç ve fırsattır. Bu gücü ve fırsatı doğru kullanamıyorsak bu Ankara için de bizim için de yanlıştır. Denktaş dönemine baktığımızda Türkiye ile aramızda çok güçlü bir bağ vardı. Türkiye tarafından da Denktaş’a duyulan büyük bir saygı vardı, o saygı halka da yansımaktaydı ve ilişkiler son derece iyiydi. Tarihimiz boyunca, en zor dönemlerimizde bile bu kadar özgüven eksikliği hiç yaşamadık, bu kadar mutsuz bir dönem yaşamadık. Şimdi Türkiye sayesinde her şeyimiz var ama mutsuzuz. Hata burada bu ilişkileri yönetemeyenlerdedir” dedi.