Karşılıklı iade edilen eserlerden oluşan sergi açıldı… Liderler de katıldı
İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesi’nin düzenlediği, Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçıların resim ve görsel-işitsel kayıtlarından oluşan ve iki liderin anlaşması çerçevesinde değiş tokuş yapılan eserlerden oluşan sergi açıldı. Ara bölgedeki Ledra Palace Otel’de dün akşam gerçekleşen serginin açılışına Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, eşleriyle birlikte katılarak konuşma yaptı.
İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesi’nin düzenlediği, Kıbrıslı
Türk ve Rum sanatçıların resim ve görsel-işitsel kayıtlarından oluşan ve iki
liderin anlaşması çerçevesinde değiş tokuş yapılan eserlerden oluşan sergi
açıldı.
Ara bölgedeki Ledra Palace Otel’de dün akşam gerçekleşen serginin açılışına Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, eşleriyle birlikte katılarak konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu sergiyi, Kıbrıslı Türk ve
Kıbrıslı Rum toplumlarının birbirlerinin sanatsal ve kültürel değerlerine
saygılarının bir göstergesi olarak gördüğünü ve bu nedenle geleceğe dair ümit
verici bulduğunu belirtti.
Akıncı “Hepimizin ortak hedefi olan siyasal bir çözüme ve
gerçek bir barışa, kültür-sanatın birleştirici gücü olmadan ulaşamayız” dedi.
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ise, serginin
bir yandan toplumlararası güven inşasına katkıda bulunurken diğer yandan iki
toplumun sosyo-kültürel kimliklerine vurgu yaptığını dile getirdi.
AKINCI: “SİLAHLI ÇATIŞMALAR SADECE CAN VE MAL KAYIPLARINA
DEĞİL TOPLUMLARIN KÜLTÜREL VE SANATSAL ESERLERİNİN DE ZARAR GÖRMESİNE NEDEN
OLUR”
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs’ın her iki tarafından çok
değerli sanatçılar ve sanatseverler, bugün sizlerle sanatın birleştirici
enerjisini en çok hissettiğimiz bir etkinlikte buluştuk” diye başladığı konuşmasında, yakın geçmişe atıfta
bulunarak şunları ifade etti:
“Adamızın yakın geçmişinde maalesef toplumlararası kanlı
çatışmalar yaşadık. Bundan dolayı çok acılar çektik; kimimiz canını, kimimiz en
sevdiklerini kaybetti. Hayatta kalanlar yaşananların psikolojik etkilerini
halen ruhlarında taşıyorlar.
Silahlı çatışmalar sadece can ve mal kayıplarına değil
toplumların kültürel ve sanatsal eserlerinin de zarar görmesine neden
olmaktadır. Kültürel ve sanatsal eserler aynı zamanda bir toplumun varoluşu ve
yaratıcı potansiyeliyle de ilişkilendirildiğinden bunların kaybı, maddi
kayıplardan daha can yakıcıdır. Kültürel, tarihi ve sanatsal değerler bir
toplumun kimliği ve hafızasıdır. Dolayısıyla bu değerlerin korunması son derece
önemli olması yanında o topluma saygı göstergesidir.”
“SANATSAL VE KÜLTÜREL DEĞERLERE SAYGI GÖSTERGESİ”
Akıncı, bugünkü sergiyi, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum
toplumlarının birbirlerinin sanatsal ve kültürel değerlerine saygılarının bir
göstergesi olarak gördüğünü ve bu nedenle geleceğe dair ümit verici bulduğunu
ifade etti.
Akıncı süreçle ilgili şu bilgileri aktardı:
“Kıbrıslı Rum ressamların 1974 öncesine ait değerli
tablolarının korunup muhafaza edilmiş olmaları, günü geldiğinde tarafımızdan
iadelerini ve bugün bu sergiyi düzenleyebilmemizi sağladı.
Aynı şekilde Kıbrıslı Türklerin 1963 öncesine ait radyo-TV
kayıtlarının Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu tarafından muhafaza edilerek toplumumuza
iade edilmesi, tarafımızca bir iyi niyet ve saygı göstergesi olarak
memnuniyetle karşılanmıştır.
Kıbrıs Türk toplumunun tarihi, siyasi, sosyal, kültürel,
sportif ve diğer alanlardaki etkinliklerini içeren bu kayıtlar, 1963 öncesinde
her iki toplumdan kişilerin görev yaptığı Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu bünyesinde
oluşturulmuştu.
Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların birlikte çalıştığı ve
birlikte ürettiği ortaklık kurumlarından biri olan Kıbrıs Radyo Yayın
Kurumu’nda Türkçe, Yunanca, İngilizce dillerinde ayrı ayrı haber, köy gezisi
sohbetleri, skeç, müzik ve benzeri programlar yapılmaktaydı. Bazı programlar
Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilli olarak hazırlanıp sunuluyordu.”
“SANATIN EVRENSEL OLAN ORTAK DİLİ BİRLEŞTİRİCİDİR”
Kültür ve sanat eserlerinin, yaratıcıları hangi toplumdan
olursa olsun özelde coğrafyanın, genelde ise insanlığın ortak mirasını temsil
ettiği, bu nedenle sanatın evrensel olan ortak dilinin birleştirici olduğuna
işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bir
sanat eserinden keyif alabilmek için aynı dili konuşmanız gerekmez. Hatta
konuşmanız bile gerekmez” dedi.
Akıncı, “Araştırmalar, çatışmaların dönüştürülmesinde ve
çatışan tarafların iletişiminde sanatın rolüne dikkat çeker. Hepimizin ortak
hedefi olan siyasal bir çözüme ve gerçek bir barışa, kültür-sanatın
birleştirici gücü olmadan ulaşamayız” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti:
“Bunun farkındalığıyla 2015 yılında dostum Nikos’la üç yeni
teknik komiteye ihtiyacımız olduğu konusunda mutabık kaldık. Bunların üçü de
kültürel dönüşüme katkı koyabilecek ve barış kültürünün geliştirilmesinde
belirleyici rol oynayabilecek olan Kültür, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve
Eğitim Teknik komiteleriydi.
Bu serginin gerçekleşebilmesi için uzun zamandır çalışmakta
olan Kültür Teknik Komitesini, toplumları birbirlerine yakınlaştıracak kültürel
etkinliklerin teşvik edilmesi ve kolaylaştırılmasını sağlamak üzere kurmuştuk.
Bugüne kadar, bazılarına liderler olarak bizim de katıldığımız duygu dolu bir
dizi etkinlik düzenlediler. Ancak sanırım Komitenin en anlamlı çalışması 26
Şubat 2019 tarihinde güven yaratıcı önlem olarak ilan ettiğimiz tablolar ile
işitsel ve görsel kayıtların karşılıklı iadesi sürecini başarıyla
sonuçlandırmış olmalarıdır. Kültür Teknik Komitesi’nin tüm üyelerine ve bu
süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
Akıncı, sergilerin insanların sanat eserleri arasında
dolaşırken ve eserleri incelerken aynı zamanda düşündüğü çeşitli duygular deneyimlediği
ortamlar olduğunu belirterek, “Eminim bu sergiyi dolaşırken kalbimiz, beynimiz
ve ruhumuzla geçmiş bugün ve gelecek arasında bir yolculuğa çıkacağız.
Geçmişimizle yüzleşeceğiz. Bir çözüm anlaşmasına henüz ulaşamadığımız için
bugünümüz ve geleceğimizle ilgili belirsizlik ve istikrarsızlık duyumsadığımızı
bir kez daha fark edeceğiz. Birbirimizle konuşmaya ihtiyaç duymadan benzer
duyguları paylaşacağız” şeklinde konuştu.
“GEÇMİŞİ DEĞİŞTİREMEYİZ. ANCAK BARIŞÇIL BİR GELECEK İÇİN
SORUMLULUK ALABİLİR VE GEREKLİ İRADEYİ GÖSTEREBİLİRİZ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmişin değiştirilemeyeceğini, ancak
barışçıl bir gelecek için sorumluluk alınarak gerekli iradeyi
gösterebileceklerine işaret ettiği konuşmasını şöyle tamamladı:
“Geçmişimiz daha farklı olabilirdi. Geçmişi değiştiremeyiz.
Ancak barışçıl bir gelecek için sorumluluk alabilir ve gerekli iradeyi
gösterebiliriz.
Birbirimizin değerlerine, kültürel simge ve sembollerine,
sanat eserlerine saygı göstermek ve onları korumak barışçıl bir gelecek için
birincil sorumluluklarımızdandır.”
ANASTASIADIS: “SERGİ BİR YANDAN TOPLUMLARARASI GÜVEN
İNŞASINA KATKIDA BULUNURKEN DİĞER YANDAN İKİ TOPLUMUN SOSYO-KÜLTÜREL
KİMLİKLERİNE VURGU YAPIYOR”
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ise, serginin
bir yandan toplumlararası güven inşasına katkıda bulunurken diğer yandan iki
toplumun sosyo-kültürel kimliklerine vurgu yaptığını dile getirdi.
Coronavirüs konusunda Cumhurbaşkanı Akıncı ile yaptıkları
ortak toplantıya işaret eden Anastasiadis, toplantıda “Kıbrıs insanını, Kıbrıslı
Türk ve Kıbrıslı Rumları” olabildiğince çok korumak için işbirliklerini artırma
kararı aldıklarını belirtti.
Bundan sonraki aşamada esas amaçlarının sanat eserlerini,
Lefkoşa’da kısa bir süre sergiledikten sonra sahiplerine iade etmek olduğunu
söyleyen Anastasiadis, serginin hayata geçmesine katkı koyanlara da teşekkür
etti.
İki toplumlu teknik komitelerin yerine getirdiği önemli
görevlere işaret eden Anastasiadis bugünkü serginin sadece iki toplumun tarihi,
sosyal, kültürel ve sanatsal mirasına değil, yakın tarihte Kıbrıslı Türk ve
Kıbrıslı Rumların yaratıcı biçimde, ideolojik sınırlar, etnik ya da sosyal
dışlama olmaksızın nasıl işbirliği yaptığına da işaret ettiğini belirtti.
Anastasiadis “Bu barış içindeki geçmişe dair hatıraların
ortak bir gelecek kurmak için atılacak adımlara yol göstermesi” gerektiğini
dile getirdi.
SPEHAR
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth
Spehar da, bu serginin iki liderin 26 Şubat 2019’da aldığı karar sayesinde
gerçekleştiğine işaret etti.
Serginin liderlerin aldığı kararın ardından her iki
toplumdan çok sayıda insanın çalışmasıyla hayat bulduğunu dile getiren Spehar,
Kani Kanol ve Androulla Vassiliou eşbakanlığındaki Kültür Teknik Komitesinin
uzun saatler süren çalışmalarına ve BM Genel Sekreteri'nin, Kıbrıs'taki İyi
Niyet Misyonu, UNDP, Avrupa Komisyonu, UNFICYP ve her iki toplumdan sanatçı ve
uzmanların serginin hayata geçmesi için ortaya koyduğu çalışmalara da işaret
etti.
Spehar, serginin ortaklaşa kararlaştırılmış güven yaratıcı
adımların Kıbrıs’ta güven ve işbirliğine nasıl yardımcı olduğunun önemli bir
örneği olduğunu vurguladı.
KANOL
Kültür Teknik Komitesi Eş Başkanı Kani Kanol da
konuşmasında, birçok görevli ve gönüllünün insiyatifleri ve emeklerinin meyvesi
olarak nitelendirdiği bu sergideki sanat eserlerinin, gerek Kıbrıs sanat
tarihi, gerekse dünya sanat tarihi açısından önemine vurgu yaparken, “Aynı
şekilde, bizlere verilen görsel ve ses kayıtlarının da Kıbrıs Türkleri için çok
değerli tarihi, sosyal, kültürel ve toplumsal önemi vardır” dedi.
Geçmişte yaşanan savaşlar ve çözümsüzlüğün olumsuz
etkilerine işaret ederek, ikiye bölünmüş
bu adada, gençlere parlak ve güzel bir gelecek vadetmeyen, gergin bir ateşkes
ortamında yaşamaya mahkum olduklarını anlatan Kanol, “Bu karamsarlığa rağmen ama, güzel adamızda,
daha güzel günler görebilmek için mücadelemizi bırakmamalıyız. Barış ve çözüm için çabalamaya inatla devam
ettik ve etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Kanol, bu serginin gerçekleşmesini, cesur liderlik, kararlı
ve yoğun çalışma ve sınır ötesi işbirliği ile, tarafları yakınlaştıracak
sonuçların alınabileceğinin kanıtı olarak değerlendirerek, bu başarının parçası
olmaktan şahsen gurur duyduğunu ifade etti.
“Kültür Teknik Komitesi olarak, sanat ve kültürün
evrenselliğini kullanarak, yaralarımıza şifa olacak, bizleri yakınlaştıracak ve
sonuçta kalıcı bir barışa hizmet edecek etkinliklere devam etmekte kararlıyız”
diyen Kanol, “cesur” insiyatiflerinden dolayı Akıncı ve Anastassiadis’e,
kendilerine her bakımdan yardım ve katkı sağlayan Birleşmiş Milletler
yetkililerine teşekkürü bir borç bildiğini ifade etti. Kanol sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Ayrıca bu serginin gerçekleşmesi için sağladıkları fon ve
olanaklardan dolayı UNDP ve Avrupa Komisyonu’na ve araştırmaları ve kayıtların
dijital ortama aktarılmasını sağladıkları için Kıbrıs Radyo Yayın Kuruluşu
yöneticilerine ve çalışanlarına da çok çok teşekkürler.
Ve elbette birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum
bütün Kültür Teknik Komitesi üyelerine, eş başkan Sayın Vasiliu’ya da
içtenlikle teşekkür ederim. Onların çabaları ve özverili çalışmaları olmasaydı
bu proje gerçekleşmeyebilirdi.”
VASSILIOU
Kültür Teknik Komitesi Eş Başkanı Androula Vassiliou da
konuşmasında, kültür ve sanatın birleştirici etkisine işaret etti.
Kültür Teknik Komitesinin kurulduğu günden bu yana bir çok
iki toplumlu kültürel aktivite organize ettiğini söyleyen Vassiliou bugünkü
etkinlik gibi önceden düzenledikleri etkinliklerin de kültürün insanları
birleştirici etkisini ortaya koyduğunu anlattı.
İki lidere eserlerin değiş tokuşu konusunda aldıkları karar
için teşekkür eden Vassiliou, onların çabaları olmaksızın bu serginin mümkün
olamayacağını söyledi.
SERGİ HAKKINDA…
Liderlerin uzlaştıkları güven artırıcı önlemler çerçevesinde
taraflara iade edilen, 1974’ten sonra KKTC’de kalan Kıbrıslı Rum sanatçıların
eserleriyle CyBC arşivlerindeki Kıbrıslı Türklere ait 1963 öncesi ses ve
görüntü kayıtlarından oluşan sergiye, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel
Danışmanı Elizabeth Spehar ev sahipliği yapıyor. Sergide, 1974 sonrası kuzeyde
kalan Kıbrıslı Rumlara ait 219 tablodan restore edilen 60’ı ve CyBC televizyonu
ve radyosunda Kıbrıslı Türklere ait 54 TV ve 22 radyo programı kaydı yer
alıyor.
Kıbrıs Türk halkının kültürel, sanatsal, sosyal ve siyasal
hayatından kesitler içeren ses ve video arşivleriyle kuzeyde kalan ve koruma
altına alınan Kıbrıslı Rum sanatçılara ait 219 tablo, taraflara iade edilmek
üzere bir süre önce BM yetkililerine teslim edilmişti.
Haber: Doğuş Özokutan Çiftçioğlu/TAK