Fatih, Rum Tarafını Çıkmaza Soktu
Rum Yönetimi’nin, yoğun diplomatik perde gerisi faaliyetlerine rağmen, Fatih sondaj gemisinin Baf açıklarında sondaj çalışması konusunda çıkmaz içerisinde bulunduğu haber verildi. Politis; “Kıbrıs Nasıl Türkiye’nin Rehini Oldu… Fatih Yüzünden Çıkmazla Karşı Karşıya” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum tarafının Fatih’in çalışmalarının iptal edilmesi konusunda içerisinde bulunduğu çıkmazın hem Rum Dışişleri Bakanlığı’nın sondajı konusunda gerçekte ne olduğunun teyit edilemediği açıklamasıyla, hem de AB’nin Türkiye’ye yaptırım uygulama konusunda ortaya koyacağı tepkinin Rum tarafının beklediğinden ‘hafif’ olacağı yönündeki bilgilerle netleştiğine dikkat çekti.
Rum Yönetimi’nin, yoğun diplomatik perde gerisi
faaliyetlerine rağmen, Fatih sondaj gemisinin Baf açıklarında sondaj çalışması
konusunda çıkmaz içerisinde bulunduğu haber verildi.
Politis; “Kıbrıs Nasıl Türkiye’nin Rehini Oldu… Fatih
Yüzünden Çıkmazla Karşı Karşıya” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum
tarafının Fatih’in çalışmalarının iptal edilmesi konusunda içerisinde bulunduğu
çıkmazın hem Rum Dışişleri Bakanlığı’nın sondajı konusunda gerçekte ne
olduğunun teyit edilemediği açıklamasıyla, hem de AB’nin Türkiye’ye yaptırım
uygulama konusunda ortaya koyacağı tepkinin Rum tarafının beklediğinden ‘hafif’
olacağı yönündeki bilgilerle netleştiğine dikkat çekti.
Habere göre, Atina’daki Türk Büyükelçiliği’nin geçen hafta
yabancı diplomasi muhabirlerine yaptığı bilgilendirmede, Rum yönetiminin Fatih
çalışanları için uluslararası tutuklama karşı önlemler alacağı anlaşıldı. Buna
göre, Ankara Rum yönetiminin tutuklama emirlerinin üçüncü bir ülke tarafından
icra edilmesi halinde bunun söz konusu ülkenin Türkiye ile ilişkilerinde ciddi
sorun yaratacağını ve Rum tutuklama emirlerinden cesaretlenecek şirketleri de
eş değerde sonuç verecek şekilde cezalandırmaktan çekinmeyeceğini gösterdi.
Fatih’in çalışmalarına bir Amerikan şirketinin müdahil
olmasının Rum tarafının tutuklama emirlerini etkisiz hale getirmekte olduğunu
kaydeden gazete, Yeni Şafak gazetesinin, Türk Deniz Kuvvetleri emekli amirali
Cem Gürdeniz’in önerilerini temel alan 6 maddelik karşı tedbir yayınladığına
dikkat çekti.
AB’DEN YAPTIRIM YOLUNU AÇACAK BİR AÇIKLAMA BEKLENMİYOR
Habere göre, Suriye’deki çarpışmaların yeniden alevlenmesi
ışığı altında mevcut jeopolitik konjonktür ve Türkiye’nin mülteciler konusunda
oynadığı rolden dolayı bu konuda, 20-21 Haziran’daki Avrupa Konseyi’nde de
“Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulanması yolunu açmayacak rutin ifadeler
dışında özel bir atıf yapılmayacağı” anlaşılıyor. Gazetenin iyi bilgili
kaynakları böyle bir gelişmenin, Rum tarafının “son savunma hattı” olarak
uluslararası tutuklama emirlerinin icrası yönünde baskı yolunu açmak suretiyle
(Rum yönetiminin) içerisine girdiği
çıkmazı tescil edeceğini” biliyor ve söylüyor.
Gazete, “Kıbrıs: Doğu Akdeniz’in Rehini” başlıklı haberinde
ise, Rum siyasi liderliğinin, Türkiye’nin Ada’nın kara ve deniz bölgelerini
“grileştirmesine” müsaade ederek Rum tarafını Doğu Akdeniz’de rehin tuttuğunu,
“bugün Rum Dışişleri Bakanı’nın, tutuklama emrini vermek için mahkeme emri ile
TPAO CEO’sun peşinde koştuğunu” yazdı.
GÜNEY’İN “SON SAVUNMA HATTI” UYGULAMAYA KONURSA…
Habere göre, Rum ve yabancı diplomatlar; “bu tür emirlerin
otomatikman AB içerisinde giriş-çıkış sistemlerine otomatik olarak girdiğine
işaret ederek, birkaç ay içerisinde (Fatih sondajını tamamladığında) Fatih’te
çalışan bazı yabancıların izahat vermek üzere tutuklandığını görseler
şaşırmayacaklarını” söylediler.
Tutuklananlardan bazılarının yargılanmak üzere Güney
Kıbrıs’a iade edilip edilemeyeceğini, bunun o kadar kolay mı olduğunu soran
gazete, özetle şunları yazdı:
“Bir yanda Kıbrıs’ın, kendi MEB yasasının çiğnendiği iddiası
var. Ancak öte yanda, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ilan ettiği
gibi, Fatih’in sondaj yaptığı yerin Türk MEB’i olduğunu söyleyen Türk yasası
var. Sözgelimi bir Norveç vatandaşı Fransa’da Kıbrıs tutuklama emrine
dayanılarak tutuklansa Fransız mahkemesi ve ülkenin yetkili makamları bütün
versiyonları incelemek zorundadır. Neticede de Kıbrıs ile Türkiye arasında MEB
anlaşması olmadığı sonucuna varacaktır.
KIBRIS SORUNUNUN TOPRAK MÜZAKERELERİNE BENZER BİR KISIR
DÖNGÜ…
Türkiye, Kıbrıslı Türkler olmadan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni
tanımıyor, görüşmeyi de kabul etmez. Fransa mahkemesi ne yapabilir? Kıbrıs
sorunu çözülsün kararı mı alacak? Biz Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait
bölgede sondaj yaptığını söylüyoruz ancak bölge uluslararasında tescil edilmiş
değil. Deniz Hukuku tahtında Türkiye, tartışmalı olan bir bölgede sondaj
yapıyor. Gerek ABD’nin gerek İngiltere’nin açıklamalarında ısrarla, ‘claimed
areas’ (tartışmalı bölgeler) deniliyor ancak Kıbrıs Cumhuriyeti, bu
kendiliğinden anlaşılır şeyi söylediği için İngiltere’ye saldırmayı seçti.
Bu anlatılanlar, trajik bir ironi ile 1974 ve sonrasında
Kıbrıs sorunundaki toprak ile ilgili görüşmelere benziyor. Şikayetlerle,
kararlarla ve hareketlerle aniden yeni bir kısır döngüye girdik. Kıbrıs MEB’indeki bugünkü kriz maalesef,
Kıbrıs’ın oyunu Türkiye’nin seçtiği sahada oynamaya sürüklendiği, yeni sonu
gelmez tartışmalara doğru gidiyor.”
FATİH’E, SONDAJ İÇİN
GEREKLİ MALZEMELER OLAN ÇİMENTO VE ÇAMUR
Fileleftheros ise; “Sondaj Matkabı Deniz Tabanında… Sondaj
İçin Kullanılan Malzemeler, Çimento ve Çamur Fatih’e… Tedbir Alınması İçin
Avrupa Birliği’nde Diplomatik Savaş” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği
haberinde Rum Yönetimi’nin elinde, Fatih’in sondaja başladığını gösteren ciddi
göstergeler bulunduğunu yazdı.
Rum Yönetimi’nin elindeki göstergelerin, Türk gemilerinin
Fatih’e çimento ve çamur taşımasıyla alakalı olduğunu, bu malzemelerin sondaj
için kullanıldığını yazan gazete hem bu olgunun hem de Yavuz sondaj gemisinin
temmuz ayında Karpaz körfezine gelecek olmasının “Türk projelerinin uygulama
aşamasında olmakla kalmayıp sona kadar gideceğini de gösterdiğini” yazdı.
Habere göre Rum yönetimi, Fatih’in sondajı yapıp yapmadığına
dair bilgileri doğrulamıyor ama yalanlamıyor da ancak olasılık, Fatih’in deniz tabanını delmiş olması yönünde
ağır basıyor. Türk tarafından gelen, sondaj matkabının 2 bin metreye ulaştığı
bilgisi de doğrulanamıyor. Ancak hem bu hareket hem de Yavuz sondaj gemisinin
temmuz ayında bölgeye gelecek olması
HRİSTODULİDİS AB’DEN TUTUMUNU GÜNCELLEYİP TÜRKİYE’YE UYGUN
CEVABI VERME TAAHHÜDÜNÜ YERİNE GETİRMESİNİ İSTEYECEK
“Avrupa Birliği Türkiye’ye karşı aşamalı da olsa yaptırım
kararı almazsa Ankara cesaretlenecek ve kontrol edilemeyecek” ifadesini
kullanan gazeteye göre Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Türkiye’nin
Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini yarın Dış Konular Konseyi’nde gündeme
getirerek AB’den “tutumunu güncelleyerek Türkiye’ye uygun cevabı verme
taahhüdünü yerine getirmesini” isteyecek. Hristodulidis, Salı gün görüşülecek
olan Zirve karar taslağına, MEB ile ilgili Rum tezlerini içeren bir paragraf
eklenmesini de isteyecek.
Gazete, bunun kolay olmayacağına da dikkat çekerek özetle
şunları yazdı:
“Türkiye, Londra’nın da desteğini alarak NATO üyesi sıfatını
kullanıyor. AB üyeleri arasındaki Kuzey Atlantik Paktı üyesi ülkelere, Zirve’de
yaptırımlara rıza gösterirlerse kendisinin de NATO çerçevesinde ona göre
davranacağını iletiyor. Bu olgularla, neredeyse bütün üye ülkeler Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin desteklenmesi yönünde söylemi tırmandırmak gerektiğini anlıyor
ancak hiçbiri tedbirden söz etmiyor. Bütün ihtimaller açık, perde gerisi yoğun
ve baskıcı.”
Gazete, Akdeniz’e kıyısı olan AB üyesi ülkelerin (MED7)
Malta’da düzenlenen 6’ncı MED7 Zirvesi’nden sonra yaptıkları açıklamalarla ve
ortak beyanları ile Rum yönetiminin tek yanlı ilan ettiği münhasır ekonomik
bölgedeki egemenlik haklarına destek belirttiklerini hatırlattı.
Habere göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmenuel Macron da,
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son vermesi, “AB’nin de bu konuda
hiçbir zafiyet göstermemesi gerektiğini” söylerken, MED7 ortak beyanında;
“AB’den konuya müdahil kalmasını ve Türkiye’nin yasadışı faaliyetlerine son
vermemesi halinde Kıbrıs’la tam dayanışma içerisinde, uygun önlemleri almayı
incelemesini istiyoruz” denildi.
Alithia da haberi; “Malta Üzerinden Brüksel’e… AB’nin
Perşembe ve Cuma Günkü Zirve Toplantısı Arifesinde Önemli Gelişme ve Sağlam
Zemin… MED7’ler Kıbrıs’ı Desteklemeye Varız Dedi ve AB’yi Kıbrıs MEB’indeki
Faaliyetlerine Son Vermemesi Hainde Türkiye’ye Karşı Tedbir Almayı İncelemeye
Çağırdılar” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.