@media screen and (max-width: 768px) { body { font-size: 16px; } }

banner26

Akıncı: Başarıya gidecek bir süreç için netlik, açıklık esastır

banner47

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, başarıya gidecek bir süreç için netliğin, açıklığın esas olduğunu vurgulayarak,  “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak ne istediğimizi biliyoruz. İstediklerimiz BM parametreleriyle uyumludur.

banner57
Güncel 23.09.2019, 13:24 23.09.2019, 13:24
26
Akıncı: Başarıya gidecek bir süreç için netlik, açıklık esastır
banner52
banner32

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, başarıya gidecek bir süreç
için netliğin, açıklığın esas olduğunu vurgulayarak,  “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak ne
istediğimizi biliyoruz. İstediklerimiz BM parametreleriyle uyumludur. Niyet,
siyasi irade  ve kararlılık bizde vardır.
Eğer başta Rum tarafı olmak üzere tüm taraflar da aynı niyet, siyasi irade ve
kararlılığı sergilerse evet, Kıbrıs’ta çözüm mümkündür. Eğer bunu başaramazsak
olası gelişme Kıbrıs’ta bölünmenin kalıcı hale gelmesidir” dedi.





Akıncı, sonuç odaklı, iyi planlanmış ve kısa sürede bir
stratejik anlaşmayı hedefleyen ve eğer buna ulaşılırsa altının doldurulması
için teknik toplantılara geçilebileceği bir süreç öngördüklerini belirterek,
“Bunun için de uzayıp giden müzakerelere gerek yoktur” şeklinde konuştu.





Akıncı,  BM Genel
Sekreteri’nin bu süreçte daha aktif bir rol almasını da beklediklerini
söyleyerek, Rum lidere, “Bir an önce çoğunluk azınlık mantığından çıkıp
ortaklık mantığına yönelin. Referans kavramları ancak bu şekilde
tamamlanabilir” diyerek seslendi.





Akıncı, bugün New York’a gitmek üzere KKTC’den ayrıldı.





Cumhurbaşkanı Akıncı ve eşi Meral Akıncı’yı Ercan’dan
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Sağlık Bakanı Ali Pilli, GKK
Yardımcısı Tuğgeneral İbrahim Dağman ve Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal
Hüdaoğlu ile diğer bazı yetkililer uğurladı.





Akıncı, New York’a hareketinden önce Ercan’da basın
toplantısı düzenledi. Toplantıda Akıncı’ya Meclis Başkanı Uluçay ve Sağlık
Bakanı Pilli de eşlik etti.





Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York temaslarının en
önemlisinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile yapacağı görüşme olduğunu
kaydetti.





New York’ta Genel Sekreter ile ayrı ayrı görüşme
yapılacağını dile getiren Akıncı, bundan sonrası için Genel Sekreterin
önerisinin ne olacağını göreceklerini söyledi.





Akıncı, “Üçlü bir görüşme de gündemde olabilir ama hemen
olması beklenmiyor. Daha sonra, çok da uzak olmayan bir tarihte olması
mümkündür” dedi.





“TC HÜKÜME YETKİLİLERİ GAYRİ RESMİ DE OLSA 5’Lİ KONFERANSIN
TOPLANMASINI İSTİYOR… BİZ BUNA DA KAPALI DEĞİLİZ”





Türkiye Cumhuriyeti hükümet yetkililerinin gayri resmi de
olsa 5’li bir konferansın toplanmasını istediğini kaydeden Akıncı, “Biz buna da
kapalı değiliz. İyi planlanması, hazırlıklı olunması durumunda bunun da yararlı
olabileceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.





“ANASTASİADİS KAFA KARIŞIKLIĞI, HERKESTE BİR BULANIKLIK
YARATTI”





Akıncı şunları ekledi:





“Bunun neden bir ihtiyaç olduğu da şundan ortaya
çıkmaktadır. Sayın Anastasiadis 9 Ağustos toplantısına gelinceye kadar kimi
yerde iki devletten bahsetti, kimi durumda konfederasyondan bahsettiği
bilgilerini aldık. Daha sonra bizimle yaptığı temaslarda ‘gevşek federasyon’
dedi, sonra ‘gevşek federasyon kastetmedim aslında desentralizasyon demek
istedim’ dedi. Sonra bir gün çıktı ‘dönüşümlü başkanlığı bırakalım, başkanlık
rejimini bırakalım, dönüşümlü başbakanlığa geçelim’ dedi. Dolayısıyla bir kafa
karışıklığı yarattı. Herkeste bir bulanıklık yarattı.”





Başarıya gidecek bir süreç için netliğin, açıklığın esas
olduğunu vurgulayan Akıncı,  “Biz Kıbrıs
Türk tarafı olarak ne istediğimizi biliyoruz. İstediklerimiz BM
parametreleriyle uyumludur. Sonuçta referandumlarda da ne olacağına aslında
halk karar verecek” dedi.





“NİYET, SİYASİ İRADE 
VE KARARLILIK… TÜM TARAFLAR DA BUNU SERGİLERSE ‘EVET’, KIBRIS’TA ÇÖZÜM
MÜMKÜNDÜR”





11 Şubat belgesi, 30 Haziran Guterres çerçevesi bugüne
kadarki mutabakatların yanı sıra bir diğer önemli hususun da bu sürecin ne
şekilde yürütüleceği olduğunu kaydeden Akıncı, şöyle devam etti:





“Biz ucu açık sonu gelmez müzakereler döneminin artık
geçmişte kaldığı inancındayız.  Bu yalnız
bizim inancımız değil, BM Genel Sekreterliği’nin de görüşüdür. Uzayıp giden
süreçler artık bizim işimiz değil. Sonuç odaklı, iyi planlanmış ve kısa sürede
bir stratejik anlaşmayı hedefleyen ve eğer buna ulaşılırsa altının doldurulması
için teknik toplantılara geçilebileceği bir süreç öngörmekteyiz ve bunun için
de uzayıp giden müzakerelere gerek yoktur. Başarıya gidecek bir süreç için
netlik, açıklık esastır. Bunun için gerekli olan niyet, siyasi irade  ve kararlılıktır. Bunlar bizde vardır. Eğer
başta Rum tarafı olmak üzere tüm taraflar da aynı niyet, siyasi irade ve
kararlılığı sergilerse evet, Kıbrıs’ta çözüm mümkündür. Benim inancım dünyada
çözümsüz kalmaya mahkum hiçbir sorunun olmadığıdır. Her sorun çözülebilir,
yeter ki bu saydıklarım olsun.”





Temennisinin Kıbrıs Türk toplumuna New York’tan iyi haberler
ulaştırabilmek olduğunu da belirten Akıncı, “Ancak şu kadarını söyleyeyim,
bunun için tüm tarafların aynı şekilde davranması gerektiği ortadadır”
vurgusunda bulundu.





Öte yandan New York’taki diğer temasları hakkında da bilgi
veren Akıncı, her genel kurul döneminde bazı uluslararası kuruluşların
toplantıları olduğunu da anımsattı. Akıncı, bunlardan birinin de Sosyalist
Enternasyonal Başkanlık Divanı toplantısı olduğunu, iki yıl önce davetli
katıldığı toplantı için bu yıl da davet aldığını belirtti. Akıncı, toplantıya
Sosyalist Enternasyonale üye devlet ve hükümet başkanlarının katılacağını
aktardı.





Avrupa Birliği üst düzey yetkililerinin bazılarıyla da New
York’ta buluşacağını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, başka ülkelerin dışişleri
bakanlarıyla da temaslarının planlandığını söyledi.





“İYİ NİYET VE YAPICI RUHLA EN İYİSİNİ YAPMAYA GİDİYORUZ”





New York’a her zaman olduğu gibi iyi niyetle ve yapıcı bir
ruhla gittiklerini, BM Genel Sekreteri ile de bu ruhla görüşeceklerini belirten
Akıncı, “Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalarda ortaya çıkan
müktesebata ve haklarımıza sahip çıkarak en iyisini yapmaya gidiyoruz” dedi.





Son dönemdeki gelişmelere de değinen Akıncı, liderler olarak
9 Ağustos’ta bir araya geldiklerini, BM Genel Sekreteri’nin kendilerini ayrı
ayrı telefonla aradığını, Geçici Kıbrıs Özel Danışman Jane Holl Lute ile
yürütülen referans kavram çalışmalarının tamamlanmasını rica ettiğini, ardından
da Lute’un adaya gelerek geçmişe kıyasla burada daha uzun süre kalarak bu
çalışmaları yürüttüğünü anımsattı.





“RUM LİDERİN TAVIRLARI NEDENİYLE REFERANS KAVRAMLARINI ALT
ALTA KOYUP YAZACAK BİR NOKTAYA ULAŞMAMIZ MÜMKÜN OLMADI”





Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:





“Rum tarafı 9 Ağustostaki buluşmada sanki her konuda
anlaşıldı, Lute geldiğinde her şeyi bitirdik ve ondan sonra bir şey oldu ve
Akıncı geri adım attı” diye bir algı yarattı. Hayır böyle bir şey söz konusu
değildir. 9 Ağustostaki buluşmada Lute ile çalışmalarımızı yürütme kararını
verdik. Sayın Genel Sekreter davet ederse üçlü bir görüşmeyi de kabul
edeceğimizin işaretlerini verdik. Ve çalışmaları yürütme kararlılığını ortaya
koyduk. Ama 9 ağustos görüşmesinde de maalesef Sayın Anastasiadis siyasi
eşitliğimizi, etkin katılım perspektifiyle tam ve net bir şekilde kabul etmeye
yanaşmamaya devam ediyordu. Guterres çerçevesinin tarihi konusunda, 30 Haziran
tarihinin belirtilmemesi konusundaki tavrı devam ediyordu. Dolayısıyla oradan
bir net uzlaşma çıkması mümkün olmadı. Sayın Lute’nin yürüttüğü çalışmalarda da
maalesef Sayın Anastasiadis etkin katılım konusundaki retçi tavrını sürdürdü.
Guterres çerçevesiyle ilgili olarak sulandırma girişimleri bir nebze olsun
geriletilmiş olmakla beraber aslında henüz net bir şekilde referans
kavramlarını alt alta koyup yazacak bir noktaya ulaşmamızı mümkün kılmadı Sayın
Anastasiadis’in tavırları.”





“LONDRA’DAKİ KONUŞMA BİZİ RENCİDE ETTİ”





Rum liderin dün Londra’da yaptığı bir konuşmaya işaret eden
Akıncı,  “Söyledikleri bizi epeyi rencide
etmiştir. Çünkü gerçeği maalesef söylememektedir. Ortada olan gerçek benim
aktaramaya çalıştıklarımdır” dedi.





İlk günden beri üç temel unsurun referans kavramlarını
oluşturabileceği kanaatini taşıdıklarını belirten Akıncı, “Bu tavrımızı New
York’ta da sürdüreceğiz” dedi ve şunları ekledi:





“30 HAZİRAN BELGESİ TEK BELGE, BAŞKA BELGE YOK”





“Bunlardan bir tanesi Sayın Anastasiadis’in Sayın Eroğlu ile
imzaladığı 11 Şubat 2014 ortak açıklamasıdır. Crans-Montana’ya gidinceye kadar
gelmiş geçmiş sağlanan bütün mutabakatlardır, bizim dönemimiz de dahil... Ve
Guterres çerçevesidir. Bu Guterres çerçevesi de tektir. Birkaç tane Guterres
çerçevesi yoktur. 30 Haziran tarihini taşımaktadır. Sayın Anastasiadis  2 yıl boyunca bu konu sulandırmaya çalıştı,
‘30 haziran değil, 4 temmuzdur, 6 temmuzdur, tutanaklar vardır, şu vardır, bu
vardır’ derken BM artık bunu Güvenlik Konseyi kararı haline dönüştürmüştür en
son ve 30 haziran belgesinin tek belge olduğu ve başka bir belge olmadığı bir
kez daha ortaya çıkmıştır.”





AKINCI’DAN RUM LİDERE ÇAĞRI: “KIBRIS TÜRK HALKININ KİMSENİN,
HİÇBİR TARAFIN AZINLIĞI OLMAK İSTEMEDİĞİNİ İÇSELLEŞTİRİN”





Netlik istediklerini, siyasi eşitlik ve etkin katılımın
olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Akıncı, Rum lidere şöyle seslendi:





“Bu konu Kıbrıs Türk halkının olmazsa olmazıdır. Türkiye
böyle istiyor diye değil. Çünkü ısrarla bunu öne sürüyor. Maalesef hem kendi
kamuoyunu hem de dünya kamuoyunu ‘Türkiye’ye dayattı da onun için bu adım atılamadı’
şeklinde yanıltamaya yöneliyor. Bundan bir an önce vazgeçsin. Kıbrıs Türk halkı
bir ortaklık arayışı içindedir. Kıbrıs Türk halkının kimsenin, hiçbir tarafın
azınlığı olmak istemediğini bir kez daha içselleştirsin. Bunu anlasın” dedi.





“ORTAKLIK ANLAYIŞI BÖYLE OLAMAZ”





Eğer bir ortaklık kurulacaksa bu ortaklığın yetkili olacağı
alanlarda birlikte karar üretmenin esas olduğunu kaydeden Akıncı, “Kıbrıs Türk
tarafına enerji ve mali politikalarda, federal bütçedeki söz hakkı tanımak
istemezseniz bu bir federasyon olmaz, bu ortak karar verme mekanizması olmaz.
Bu sadece bir üniter devlette olabilecek çoğunluğun kararıyla her şeyin olması
demektir. Ortaklık anlayışı böyle olamaz, bu mümkün değildir. Bir an önce
çoğunluk azınlık mantığından çıkıp ortaklık mantığına yönelmek gerekir.
Referans kavramları ancak bu şekilde tamamlanabilir” dedi.





“KIBRISLI TÜRKLER ADINA KONUŞMAK ÜZERE NEW YORK’A GİDİYORUM”





Akıncı, Kıbrıs Türk halkının verdiği yetki çerçevesinde ve
Kıbrıslı Türkler adına konuşmak üzere New York’a gideceğini belirterek, “Mümkün
olacak olanı, mümkün olabilecek olanı çözüm hedefi olarak koyup o çerçevede
hareket ediyorum. Yıllardır oluşmuş parametreler çerçevesinde bu çözümün adı
iki kesimli iki kurucu devletli siyasi eşitlik ve güvenlik içinde yaşanabilecek
federal bir yapıdır. Eğer bunu başaramazsak olası gelişme Kıbrıs’ta bölünmenin
kalıcı hale gelmesidir” dedi.





“İKİ TANINMIŞ DEVLET SÖYLEMİ KULAĞA HOŞ GELSE DE GÖRÜNÜR
GELECEKTE OLABİLECEK BİR GELİŞME DEĞİL”





Akıncı, “İki tanınmış devlet söylemi kulağa hoş gelse de,
görünür gelecekte olabilecek bir gelişme değil. Halkımızın siyasi eşitlik,
özgürlük ve güvenlik içinde iki kurucu devlete dayalı bir çözüm ve uluslararası
bir hukuk temelinde kendi özgün kimlik ve kişiliğini koruyarak Avrupai, çağdaş
bir yaşam sürmesini sağlamak için mücadele ediyorum. Bu yol düz bir yol değil,
çok zorluklarımız vardır” dedi.





Haber: Rahme Çiftçioğlu/TAK


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?