Şahali: Kuraklık tazminatı toplam 60 milyon TL
Haber: İbrahim Diran /TAK Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, toplam kuraklık tazminatının 60 milyon TL olduğunu, çiftçilere alacakların tazminatlarının yarısından fazlasının tek seferde ödeneceğini söyledi. Erkut Şahali, TAK’a yaptığı açıklamada, dönüm başına tazminat miktarının bu hafta Bakanlar Kurulunda görüşüleceğini de belirtti KURAKLIK TAZMİNANI 60 MİLYON…TÜMÜNÜN TEK SEFERDE ÖDENMESİ MÜMKÜN DEĞİL Kuraklık tazminatları konusunda açıklamalar yapan Şahali, ülkenin tamamına yakının kuraklık kapsamında olduğunu, kuraklık haritasının Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin katılımıyla oluşturulduğunun da altını çizdi.
Güncel
09.10.2018, 10:58 09.10.2018, 10:58
26
Haber: İbrahim Diran /TAK
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, toplam kuraklık tazminatının 60 milyon TL olduğunu, çiftçilere alacakların tazminatlarının yarısından fazlasının tek seferde ödeneceğini söyledi.
Erkut Şahali, TAK’a yaptığı açıklamada, dönüm başına tazminat miktarının bu hafta Bakanlar Kurulunda görüşüleceğini de belirtti
KURAKLIK TAZMİNANI 60 MİLYON…TÜMÜNÜN TEK SEFERDE ÖDENMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Kuraklık tazminatları konusunda açıklamalar yapan Şahali, ülkenin tamamına yakının kuraklık kapsamında olduğunu, kuraklık haritasının Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin katılımıyla oluşturulduğunun da altını çizdi.
Bir kilo hububatın üretim maliyeti göz önünde bulundurulduğunda, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun, kendi kaynaklarıyla ihtiyaç duyulan tazminatın tamamını tek defada ödeyecek durumda olmadığını dolayısıyla Hazineden kaynak aktarılması gerektiğini ifade eden Şahali, “Çiftçilerin ekim faaliyetlerini başlatabilmesi için yeterli kaynak sağlanacak, ancak bütünün ödenmesinin tek seferde mümkün değildir. Tek seferde tazminat miktarlarının yarısından fazlasının ödenmesinin arayışı içerisindeyiz” dedi.
DÖNÜM BAŞINA TAZMİNAT MİKTARI HAFTA İÇİNDE BAKANLAR KURULUNDA OLACAK
Toplam tazminat miktarının 60 milyon TL civarında olduğunu kaydeden Şahali, dönüm başına gelecek tazminat miktarının henüz netleşmediğini, bakanlar Kuruluna bu hafta bir teklif götüreceklerini söyledi.
TOPRAK KORUMA YASASI YAKIN ZAMANDA MECLİSE SUNULACAK
Günden güne azalan tarım arazileri ile ilgili olarak Şahali, tarım arazilerinin korunması için öncelikle her bölgenin imar planınn çıkarılması gerektiğini, imar planları çıkarılmadan kesin sonuç alınamayacağını ancak verimli arazilerin ilelebet korunması için Toprak Koruma Yasası çıkartılması gerektiğini ifade etti.
Şahali, yasa ile ilgili çalışmaların Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği ile işbirliğinde yürütüldüğünü, yasa çalışmasının yeni başlayan yasama yılı içerisinde meclise sevk edileceğini, ancak imar planlarının genel olarak tarımsal alanların korunabilmesi için gereklilik olduğunu söyledi.
TÜRKİYEDEN TEMİN EDİLEN SUYUN TARIMSAL AMAÇ İÇİN KULLANILMASI
Tarım Bakanı Şahali, Türkiye’den temin edilen suyun tarımsal üretimde kullanılmasına yönelik çalışmalar hakkında da açıklamalarda bulundu. Barajdaki suyun enerji maliyeti olmadan sulama yapılacak Güzelyurt ve diğer bölgelere ulaştırılması için iki ay önce tünel inşaatına başlandığını kaydeden Şahali, inşaat süresinin üç yıl olduğunu vurguladı.
Şahali, tünelin, 5.7 kilometre öngörülen tünelin bazı yerlerde 179 metre yer seviyesinin altında olacağını kaydetti.
Şahali “Türkiye’den gelen yıllık 75 milyon ton suyun bugün 25 milyon tonu kullanım amaçlı, ancak nüfus artışına bağlı olarak bu miktar yükselecek. Bu nedenle hiçbir bölge mutlak tatmin yaşamayacak” dedi.
Ülkedeki en verimli toprakların Güzelyurt ovasında olduğunu bu nedenle hedeflerinin öncelikle bu topraklarda birinci sınıf suyun kullanılması olduğunu kaydeden Şahali, “Artan miktar diğer bölgelere ulaştırılabilir, bunun için altyapı çalışması yapılabilir” ifadesini kullandı.
MESARYA’DA TARIMSAL DÖNÜŞÜM SAĞLAYAMAYACAĞI ANLAMAK LAZIM
Şahali, “Türkiye’den gelen suyun Mesarya’da tarımsal dönüşüm sağlayacak miktarda olmadığını anlamak lazım. Mesarya’daki yerel su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılabilir hale getirilmesi için projeler geliştirilmesi gerek. Tam da çalıştığımız odur.” dedi.
ATIK SU İÇİN ŞEBEKE İNŞAAT AŞAMASINA BİR YIL İÇİNDE GELİNEBİLİR
Lefkoşa atık su tesisinin yıllık 10 milyon metre küp sulama amaçlı su arıtma kapasitesinin bulunduğunu belirten Şahali, “özellikle Lefkoşa atık su arıtma tesisinden çıkan suyun disiplinli kullanımı sağlayacak şebekelerin kurulması gerekiyor. Bir yıl içerisinde bu alandaki fiziki çalışmalar için ihalelere çıkma noktasına gelinmesini öngördüyoruz” şeklinde konuştu.
GÖLETLERİN ISLAHI İÇİN KAYNAK GEREKLİ
Ülkedeki su kaynaklarınım, “korunması, geliştirilmesi ve disiplinli bir şekilde kullanılması” yönünde de çalışmalar sürdürdüklerini ifade eden Şahali, göletlerin eski kapasitelerine kavuşturulması, yer altı su kaynaklarının beslenebilmesi için göletlere geçirimlilik kazandırılması amacıyla temizlik çalışmaları yürüttüklerini söyledi.
Bu konuda ciddi bir kaynak sıkıntısı bulunduğunu kaydeden Şahali, buna rağmen bu yıl Gönendere, Vadili, Köprü göletleri de dahil toplamda beş gölette çalışma yapıldığını söyledi.
Şahali ülkedeki kullanım ve tarımsal üretim için ihtiyaç duyulan yıllık su miktarının 210 milyon ton olduğunu kaydetti.
SU KULLANIMI KONUSUNDA MEVCUT YASALARA UYULMASI YETERLİ
Doğal su kaynaklarının disiplinli kullanım konusunda ise yasalara uyulmasının yeterli olduğunu belirten Erkut Şahali, yasalara göre kuyuların bulunduğu arazilerin dışına bahse konu su kuyusundan su taşınmasının, tuzlanma yaşanan veya kuruma tehlikesi olan kuyuların bulunduğu bölgelerde su kuyusu açma izni verilmesinin yasak olduğunu sınırsız kullanımın engellenmesi ve kuyulara sayaç takılması gerektiğini söyledi.
Özel arazilerdeki bazı kuyulardan su çekiminin çok aşırı olduğunu belirten Şahali, “Bir bakıyoruz, 3 dönümlük arazideki bir su kuyusundan 300 dönüme kadar yetecek su çıkarılıyor. Su satılıyor” dedi.
TARIMIN GSMH’DAKİ PAYININ KÜÇÜLMESİ ENDİŞE VERİCİ
Tarımın gayri safi milli hasıladaki payının azalmakta olması konusunda Şahali, bunun “endişe verici” olduğunu, bunun tarımsal ürün bakımından dışa bağımlılığın da arttığı anlamına geldiğini belirtti.
Tarımsal alanların azalması, kaliteli su eksikliğinin artması, tarımsal ürünlerin pazarlanmasında sürdürülebilirliğin sağlanamamasının, tarımdaki iş gücünün azalmasına neden olduğunu belirten Şahali, tarımdaki destek programlarının bu nedenle geliştirildiğini söyledi.
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİNDE DEĞİŞİKLİK ÇALIŞMASI VAR
Destek programlarında bazı değişikliklere gidileceğini de belirten Şahali, “alan bazlı değil de ürün bazlı, verimliliğe dayalı” bir uygulama üzerinde çalışmaların bulunduğunu ancak ciddi mağduriyetler yaratmamak için de dikkatli olacaklarını söyledi.
KOOPERATİFÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ ELZEM
Kooperatifçiliğin tarımsal gelirin arttırılması için en elzem şartlardan bir tanesi olduğunu kaydeden Şahali, bunun girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve pazarlama açısından büyük avantaj sağladığını kaydetti.
Şahali, arıcılıkta desteklerin Kooperatif aracılığı ile dağıtılmaya devam edileceğini, hayvancılık alanında bir öngörülerinin bulunduğunu, kooperatifleşmeyi bir cazibe haline getirmek için ilaveler düşündüklerini, her şeyden önce kooperatifçilikle ilgili yasal düzenleme yapılması, denetimlerinin etkin yapılabilmesinin sağlanması gerektiği söyledi.
SERTİFİKALI ÜRETİM ARTMALI, DEVLET MASRAFLARIN YARISINI ÜSTLENİYOR
Sertifikalı üretimin tarımsal ürünlerin pazarlanmasındaki önemini de vurgulayan Şahali, “Satın alma kabiliyeti yüksek olan pazarların aradığı en önemli unsur sertifikadır. Bu pazarlara girmek için mutlaka sertifikalı bir üretime dahil olunması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Sertifikalı üretimin, üretim sürecinde sağlığı tehdit edecek unsurları ortadan kaldırmaya yönelik uygulama yöntemleri ve denetimleri içerdiğini kaydeden Şahali, narenciye, örtü altı üretim ve enginarın daha iyi pazarlanabilmesi için, GLOBALG.A.P. sertifikasyonu alacak şekilde üretime yönelik eğitim programları da içeren özel bir proje geliştirdiklerini kaydetti. Bakan Şahali, bunun yeni açılacak hibe programı ile de destekleneceğini söyledi. Şahali, sertifikalı üretimin önünü açmak için Hükümetin organik tarım yasasını da geçirdiğini vurguladı.
Bugün sertifikalı üretimin destek programında olduğunu kaydeden Şahali, sertifikasyon masraflarının yarısının devlet tarafından karşılanmasına yönelik düzenlemenin yürürlükte olduğunu kaydetti
SERTİFİKALI ÜRETİM YAPAN NAR ÜRETİCİLERİNİN GELECEK YILKİ HASADI SATILMIŞ DURUMDA
Şahali, bazı nar üreticilerin GLOBALG.A.P. sertifikasyonlu üretim yaptığına ve bu üreticilerin pazarlamada sıkıntı yaşamadığını, gelecek yılın hasadının dahi satılmış durumda olduğunu söyledi. Şahali bunun narenciye ve patates üretiminde çok az olduğunu ifade etti.
Şahali, Türkiye’deki nitelikli marketlerin reyonlarında yer alacak patatesin de sertifikalı olması gerekiyor dedi.
ETKİN BALIK DENETİMLERİ YAPILAMIYOR
Üreme boyuna gelmemiş balıkların yakalanıp balıkçılar tarafından satılması konusunda da Şahali, bunun denetimlerinin etkili bir şekilde yapılması için nitelikli personel eksikliğinin bulunduğunu söyledi. Şahali, “Balıkçılık bu açıdan oldukça şansız alanlardan bir tanesidir” dedi.
Şahali, kamudaki Teşkilat yasalarının 1980’de tamamlandığını, devletin her noktasında dengesizlik ve ciddi ihtiyaçlar bulunduğunu ancak kaynak sıkıntısı nedeniyle arzu edilen nitelikli istihdamların yapılamadığını kaydetti.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, toplam kuraklık tazminatının 60 milyon TL olduğunu, çiftçilere alacakların tazminatlarının yarısından fazlasının tek seferde ödeneceğini söyledi.
Erkut Şahali, TAK’a yaptığı açıklamada, dönüm başına tazminat miktarının bu hafta Bakanlar Kurulunda görüşüleceğini de belirtti
KURAKLIK TAZMİNANI 60 MİLYON…TÜMÜNÜN TEK SEFERDE ÖDENMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Kuraklık tazminatları konusunda açıklamalar yapan Şahali, ülkenin tamamına yakının kuraklık kapsamında olduğunu, kuraklık haritasının Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin katılımıyla oluşturulduğunun da altını çizdi.
Bir kilo hububatın üretim maliyeti göz önünde bulundurulduğunda, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun, kendi kaynaklarıyla ihtiyaç duyulan tazminatın tamamını tek defada ödeyecek durumda olmadığını dolayısıyla Hazineden kaynak aktarılması gerektiğini ifade eden Şahali, “Çiftçilerin ekim faaliyetlerini başlatabilmesi için yeterli kaynak sağlanacak, ancak bütünün ödenmesinin tek seferde mümkün değildir. Tek seferde tazminat miktarlarının yarısından fazlasının ödenmesinin arayışı içerisindeyiz” dedi.
DÖNÜM BAŞINA TAZMİNAT MİKTARI HAFTA İÇİNDE BAKANLAR KURULUNDA OLACAK
Toplam tazminat miktarının 60 milyon TL civarında olduğunu kaydeden Şahali, dönüm başına gelecek tazminat miktarının henüz netleşmediğini, bakanlar Kuruluna bu hafta bir teklif götüreceklerini söyledi.
TOPRAK KORUMA YASASI YAKIN ZAMANDA MECLİSE SUNULACAK
Günden güne azalan tarım arazileri ile ilgili olarak Şahali, tarım arazilerinin korunması için öncelikle her bölgenin imar planınn çıkarılması gerektiğini, imar planları çıkarılmadan kesin sonuç alınamayacağını ancak verimli arazilerin ilelebet korunması için Toprak Koruma Yasası çıkartılması gerektiğini ifade etti.
Şahali, yasa ile ilgili çalışmaların Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği ile işbirliğinde yürütüldüğünü, yasa çalışmasının yeni başlayan yasama yılı içerisinde meclise sevk edileceğini, ancak imar planlarının genel olarak tarımsal alanların korunabilmesi için gereklilik olduğunu söyledi.
TÜRKİYEDEN TEMİN EDİLEN SUYUN TARIMSAL AMAÇ İÇİN KULLANILMASI
Tarım Bakanı Şahali, Türkiye’den temin edilen suyun tarımsal üretimde kullanılmasına yönelik çalışmalar hakkında da açıklamalarda bulundu. Barajdaki suyun enerji maliyeti olmadan sulama yapılacak Güzelyurt ve diğer bölgelere ulaştırılması için iki ay önce tünel inşaatına başlandığını kaydeden Şahali, inşaat süresinin üç yıl olduğunu vurguladı.
Şahali, tünelin, 5.7 kilometre öngörülen tünelin bazı yerlerde 179 metre yer seviyesinin altında olacağını kaydetti.
Şahali “Türkiye’den gelen yıllık 75 milyon ton suyun bugün 25 milyon tonu kullanım amaçlı, ancak nüfus artışına bağlı olarak bu miktar yükselecek. Bu nedenle hiçbir bölge mutlak tatmin yaşamayacak” dedi.
Ülkedeki en verimli toprakların Güzelyurt ovasında olduğunu bu nedenle hedeflerinin öncelikle bu topraklarda birinci sınıf suyun kullanılması olduğunu kaydeden Şahali, “Artan miktar diğer bölgelere ulaştırılabilir, bunun için altyapı çalışması yapılabilir” ifadesini kullandı.
MESARYA’DA TARIMSAL DÖNÜŞÜM SAĞLAYAMAYACAĞI ANLAMAK LAZIM
Şahali, “Türkiye’den gelen suyun Mesarya’da tarımsal dönüşüm sağlayacak miktarda olmadığını anlamak lazım. Mesarya’daki yerel su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılabilir hale getirilmesi için projeler geliştirilmesi gerek. Tam da çalıştığımız odur.” dedi.
ATIK SU İÇİN ŞEBEKE İNŞAAT AŞAMASINA BİR YIL İÇİNDE GELİNEBİLİR
Lefkoşa atık su tesisinin yıllık 10 milyon metre küp sulama amaçlı su arıtma kapasitesinin bulunduğunu belirten Şahali, “özellikle Lefkoşa atık su arıtma tesisinden çıkan suyun disiplinli kullanımı sağlayacak şebekelerin kurulması gerekiyor. Bir yıl içerisinde bu alandaki fiziki çalışmalar için ihalelere çıkma noktasına gelinmesini öngördüyoruz” şeklinde konuştu.
GÖLETLERİN ISLAHI İÇİN KAYNAK GEREKLİ
Ülkedeki su kaynaklarınım, “korunması, geliştirilmesi ve disiplinli bir şekilde kullanılması” yönünde de çalışmalar sürdürdüklerini ifade eden Şahali, göletlerin eski kapasitelerine kavuşturulması, yer altı su kaynaklarının beslenebilmesi için göletlere geçirimlilik kazandırılması amacıyla temizlik çalışmaları yürüttüklerini söyledi.
Bu konuda ciddi bir kaynak sıkıntısı bulunduğunu kaydeden Şahali, buna rağmen bu yıl Gönendere, Vadili, Köprü göletleri de dahil toplamda beş gölette çalışma yapıldığını söyledi.
Şahali ülkedeki kullanım ve tarımsal üretim için ihtiyaç duyulan yıllık su miktarının 210 milyon ton olduğunu kaydetti.
SU KULLANIMI KONUSUNDA MEVCUT YASALARA UYULMASI YETERLİ
Doğal su kaynaklarının disiplinli kullanım konusunda ise yasalara uyulmasının yeterli olduğunu belirten Erkut Şahali, yasalara göre kuyuların bulunduğu arazilerin dışına bahse konu su kuyusundan su taşınmasının, tuzlanma yaşanan veya kuruma tehlikesi olan kuyuların bulunduğu bölgelerde su kuyusu açma izni verilmesinin yasak olduğunu sınırsız kullanımın engellenmesi ve kuyulara sayaç takılması gerektiğini söyledi.
Özel arazilerdeki bazı kuyulardan su çekiminin çok aşırı olduğunu belirten Şahali, “Bir bakıyoruz, 3 dönümlük arazideki bir su kuyusundan 300 dönüme kadar yetecek su çıkarılıyor. Su satılıyor” dedi.
TARIMIN GSMH’DAKİ PAYININ KÜÇÜLMESİ ENDİŞE VERİCİ
Tarımın gayri safi milli hasıladaki payının azalmakta olması konusunda Şahali, bunun “endişe verici” olduğunu, bunun tarımsal ürün bakımından dışa bağımlılığın da arttığı anlamına geldiğini belirtti.
Tarımsal alanların azalması, kaliteli su eksikliğinin artması, tarımsal ürünlerin pazarlanmasında sürdürülebilirliğin sağlanamamasının, tarımdaki iş gücünün azalmasına neden olduğunu belirten Şahali, tarımdaki destek programlarının bu nedenle geliştirildiğini söyledi.
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİNDE DEĞİŞİKLİK ÇALIŞMASI VAR
Destek programlarında bazı değişikliklere gidileceğini de belirten Şahali, “alan bazlı değil de ürün bazlı, verimliliğe dayalı” bir uygulama üzerinde çalışmaların bulunduğunu ancak ciddi mağduriyetler yaratmamak için de dikkatli olacaklarını söyledi.
KOOPERATİFÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ ELZEM
Kooperatifçiliğin tarımsal gelirin arttırılması için en elzem şartlardan bir tanesi olduğunu kaydeden Şahali, bunun girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve pazarlama açısından büyük avantaj sağladığını kaydetti.
Şahali, arıcılıkta desteklerin Kooperatif aracılığı ile dağıtılmaya devam edileceğini, hayvancılık alanında bir öngörülerinin bulunduğunu, kooperatifleşmeyi bir cazibe haline getirmek için ilaveler düşündüklerini, her şeyden önce kooperatifçilikle ilgili yasal düzenleme yapılması, denetimlerinin etkin yapılabilmesinin sağlanması gerektiği söyledi.
SERTİFİKALI ÜRETİM ARTMALI, DEVLET MASRAFLARIN YARISINI ÜSTLENİYOR
Sertifikalı üretimin tarımsal ürünlerin pazarlanmasındaki önemini de vurgulayan Şahali, “Satın alma kabiliyeti yüksek olan pazarların aradığı en önemli unsur sertifikadır. Bu pazarlara girmek için mutlaka sertifikalı bir üretime dahil olunması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Sertifikalı üretimin, üretim sürecinde sağlığı tehdit edecek unsurları ortadan kaldırmaya yönelik uygulama yöntemleri ve denetimleri içerdiğini kaydeden Şahali, narenciye, örtü altı üretim ve enginarın daha iyi pazarlanabilmesi için, GLOBALG.A.P. sertifikasyonu alacak şekilde üretime yönelik eğitim programları da içeren özel bir proje geliştirdiklerini kaydetti. Bakan Şahali, bunun yeni açılacak hibe programı ile de destekleneceğini söyledi. Şahali, sertifikalı üretimin önünü açmak için Hükümetin organik tarım yasasını da geçirdiğini vurguladı.
Bugün sertifikalı üretimin destek programında olduğunu kaydeden Şahali, sertifikasyon masraflarının yarısının devlet tarafından karşılanmasına yönelik düzenlemenin yürürlükte olduğunu kaydetti
SERTİFİKALI ÜRETİM YAPAN NAR ÜRETİCİLERİNİN GELECEK YILKİ HASADI SATILMIŞ DURUMDA
Şahali, bazı nar üreticilerin GLOBALG.A.P. sertifikasyonlu üretim yaptığına ve bu üreticilerin pazarlamada sıkıntı yaşamadığını, gelecek yılın hasadının dahi satılmış durumda olduğunu söyledi. Şahali bunun narenciye ve patates üretiminde çok az olduğunu ifade etti.
Şahali, Türkiye’deki nitelikli marketlerin reyonlarında yer alacak patatesin de sertifikalı olması gerekiyor dedi.
ETKİN BALIK DENETİMLERİ YAPILAMIYOR
Üreme boyuna gelmemiş balıkların yakalanıp balıkçılar tarafından satılması konusunda da Şahali, bunun denetimlerinin etkili bir şekilde yapılması için nitelikli personel eksikliğinin bulunduğunu söyledi. Şahali, “Balıkçılık bu açıdan oldukça şansız alanlardan bir tanesidir” dedi.
Şahali, kamudaki Teşkilat yasalarının 1980’de tamamlandığını, devletin her noktasında dengesizlik ve ciddi ihtiyaçlar bulunduğunu ancak kaynak sıkıntısı nedeniyle arzu edilen nitelikli istihdamların yapılamadığını kaydetti.