@media screen and (max-width: 768px) { body { font-size: 16px; } }

banner26

Özersay: Kendimizi daha iyi yönetmenin yollarını bulmak zorundayız

banner47

Halkın Partisi Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, “Birbirimize karşı kırıcı olmadan, anlayışla, hem yöneticilerin beklentilerine, hem de halkın beklentilerine karşı anlayışla yürüyebilirsek, bu belirsizlik ortamında dünyada bir kimlik olarak, Kıbrıs Türk Halkı olarak, bu adada var oluruz ve var olmaya da devam ederiz” dedi. Özersay, Kıbrıslı Türklerin önünde başka da bir seçenek olmadığına işaret ederek, “Bunun içinde yegâne yapılması gereken şey de bellidir.

banner57
Güncel 07.03.2019, 13:50 07.03.2019, 13:50
14
Özersay: Kendimizi daha iyi yönetmenin yollarını bulmak zorundayız
banner52
banner32

Halkın Partisi Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, “Birbirimize karşı kırıcı olmadan, anlayışla,
hem yöneticilerin beklentilerine, hem de halkın beklentilerine karşı anlayışla
yürüyebilirsek, bu belirsizlik ortamında dünyada bir kimlik olarak, Kıbrıs Türk
Halkı olarak, bu adada var oluruz ve var olmaya da devam ederiz” dedi.





Özersay, Kıbrıslı Türklerin önünde başka da bir seçenek
olmadığına işaret ederek, “Bunun içinde yegâne yapılması gereken şey de
bellidir. Bir biçimde kendimizi daha iyi yönetmenin yollarını bulmak
zorundayız” şeklinde konuştu.





HP’den verilen bilgiye göre, Halkın Partisi Değirmenlik’te
vatandaşlarla buluştu.





Özersay’ın hükümetin durumu, Kıbrıs Sorunundaki gelişmeler
hakkında açıklamalarda bulunduğu ve vatandaşların sorularını yanıtladığı ziyarette,
HP Genel Sekreteri Yenal Senin, Lefkoşa İlçe Başkanı Hasan Sapsızoğlu,
Milletvekilleri Mesut Genç, Hasan Büyükoğlu, Hasan Topal ve Erek Çağatay da
hazır bulundu.





Toplantıda, Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’in
de açılış konuşması yaptı.





DIŞ POLİTİKADA AKTİF BİR DİPLOMASİ YÜRÜTÜYORUZ…





Değirmenlik’de büyük ilgi ve sevgiyle karşılanan Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Değirmenlik’te bulunmaktan
duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ziyaretleri bir seçim kampanyası veya
propagandası olarak yapmadıklarını, vatandaşın çeşitli zamanlarda yaşadığı
sıkıntıların çözümü, nasıl daha iyi bir yönetim ortaya koyulabileceği  düşüncesiyle gerçekleştirdiklerini söyledi.





Özersay şöyle konuştu:





“Hiç de kolay olmayan bir dönemi geride bıraktığımızı
düşünüyorum. Belki henüz bazı açılardan bütünüyle geride bırakmadık fakat
samimiyetle ve iyi niyetle çalışıyoruz. Neden hiç de kolay olmayan bir dönem
diyorum. Buraya bahaneler anlatmaya gelmedim. Birkaç bir şey söyleyeceğim.
Bunlardan birincisi; Türk Lirasıyla ilgili yaşadığımız dalgalanmayı önceden
kimse bilemezdi. O sarsıntının içerisinde de tabi ki belki başka şeyler de
yapılabilirdi ama biz hem aklımızın kestiğini hem daha önce bu görevlerde yer
alanların bize önerdiklerini harmanlayarak bazı tedbirler almaya çalıştık.
Yeterli oldu mu, kısmen yeterli oldu. Kısmen de olmadı. Geçen süre zarfında
yaşadığımız ikinci önemli sıkıntı da belki de yüzyılın ötesinde bir zamandır
memlekete düşmeyen yağışın en yoğun şekilde düştüğü dönemde maalesef yer yer
sele dönüşen bir de doğal affet yaşadık. Gönül isterdi ki zamanında, geçmişte
bu görevlerde yer alanlar da planlı bir biçimde gitseydiler ve bugün bu
noktalarda değil, daha planlı, sistemli bir biçimde kentlerimiz, şehirlerimiz,
altyapımız daha iyi durumda olunsaydı. Bunlar bahane değil bizim de almamız
gereken bazı başka tedbirler elbette vardı. Biz de üzerimize bazı
sorumlulukları almaya hazırız ama maalesef geçmişte, yıllar içerisinde
yapılması gerekenler gerektiği gibi yapılmadığı için ciddi kayıplarımız oldu.”





BU ADA’DA KİMLİĞİMİZLE VAROLACAĞIZ…





Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay,
hükümetin bugüne kadar yasama bağlamında yaptıkları hakkında vatandaşlara bilgi
verdi.





Dış politika ile ilgili olarak da aktif bir politika izlenildiğini
söyleyen Özersay, geçen bir yıllık sürede çok sayıda ciddi temasların
yapıldığının altını çizdi. Özersay, “Her platformda sesimizin duyulması için
kararlılıkla çalışıldığının bilinmesini isterim ”dedi.





Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak da konuşan Özersay şunları
söyledi:





“Ortada bir müzakere sürecinin olmadığını görmek için âlim
olmaya gerek yoktur. Bütün ortaya konulan iyi niyetli uğraşa, çabaya rağmen
eğer bu süreç bir yere gitmediyse, halen bir yere gitmiyorsa, ortada bir
müzakere süreci yoksa bu durumu salim ve sağlıklı bir şekilde değerlendirmemiz
gerekir diye düşünüyorum. Biz, öyle çözüm olur mu, böyle çözüm olur mu diye
kendi içimizde tartışırken aslında hepimizin üzerinde hemfikir olduğu bir nokta
vardır. O da Rum tarafının pek niyetli olmadığıdır. Bu konuda toplumsal bir
konsensüs vardır. Eğer niyet yoksa eğer istek yoksa eğer paylaşma yönünde bir
arzu, bir sinyal, bir mesaj yoksa bazı şeyleri sırf yapmış olmak için yapmak da
kendi kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. O nedenle salim ve
sağlıklı bir tartışmaya ihtiyacımız vardır. Bunu umarım gelecek sene yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini düşünmeden, onun hesabına girmeden, toplum olarak
oturup sağlıklı bir biçimde tartışırız.”





 Memleket için asıl
gerekli olan, yararlı olan nedir, gerçekleştirilebilecek olan nedir, gerçekçi
olan nedir diye biraz bunları konuşulması gerektiğine işaret eden Özersay,
memleketin geleceği açısından toplumsal konsensüsü daha ileriye taşınmasını
umut ettiğini söyledi.





Özersay şöyle devam etti:





“Bir konuda içinizin rahat olmasını isterim. Dünya’daki
gelişmeleri dikkatle takip edip değerlendiriyoruz. Şu anda Dünya’nın her
tarafında bir belirsizlik söz konusudur. Yakın geleceği dahi kestirmeme, tahmin
edememe, öngörememe gibi bir dünyayla karşı karşıyayız. Bu, Asya için de Avrupa
Birliği için de, ABD için de böyledir. ABD başlangıçta neredeyse dünyayla
ilişkisini koparacak derecede ben kendi kendime yeterim gibi bir yaklaşım
ortaya koydu. Ticaret savaşlarına girişti. Daha geçen hafta Çin ile masaya
oturdu. Bunun zararlarını ve bedellerini bir miktar görünce kendine çeki düzen
vermeye başladı. Avrupa’ya baktığınız zaman, Avrupa birleşmeye, bütünleşmeye
doğru gider, bundan sonra bir şey olmaz derken bugün İngiltere AB’den çıkışın
eşiğine geldi, dayandı. Üstelik de bir antlaşmayla çıkmış değil, belki de bir
anlaşma olmaksızın AB’den çıkacak. Şu an bunun kritik günlerinden geçiyoruz.
Bunun da yansımaları olacak. Kimse, o çıkış günü olduğunda İngiltere
ekonomisinin bundan ne kadar ve nasıl etkileneceğini öngöremiyor, tahmin
edemiyor. Hak keza Asya’da da aynı belirsizlik durumu mevcuttur. İran ile
ilgili de belirsizlik durumu geçerli. Türkiye Cumhuriyeti de bu belirsizlik
ortamı içerisinde belli bazı sıkıntıları yaşıyor ve tabi ki bizde aynı şekilde
bundan etkileniyoruz. Bazı önemli konularda daha bir birliktelik içerisinde
hareket etmeyi başarmalıyız. Her şey bir an önce olacak bitecek gibi bir
acelecilikten ziyade, birbirimize karşı kırıcı olmadan, anlayışla, hem
yöneticilerin beklentilerine hem de halkın beklentilerine karşı anlayışla
yürüyebilirsek, bu belirsizlik ortamında dünyada bir kimlik olarak, Kıbrıs Türk
Halkı olarak, bu adada var oluruz ve var olmaya da devam edeceğiz. Başka da bir
seçenek yoktur zaten. Bunun içinde yegâne yapılması gereken şey de bellidir. Bir
biçimde kendimizi daha iyi yönetmenin yollarını bulmak zorundayız.” 





HEPİMİZ AYNAYA BAKMALIYIZ…





Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay
gündemde olan kamu reformu hakkında da vatandaşlara bilgi verdi.





Kamu Reformu’nun aslında gündeme yeni gelmediğini anlatan
Özersay, kamu reformunun 1970’lerin ortalarından itibaren kamuda bazı şeylerin
değişmesi için taslak hazırlandığını, komiteye gitti, geri geldiğini kaydetti.





Özersay şöyle konuştu:





“Hazırlandı, tartışıldı, komiteye gitti, hükümet düştü, başa
dönüldü. Bir daha hazırlandı, gene hükümet değişti, tekrar başa dönüldü, kadük
oldu. Aynı yasa geri geldi ve yıllar içerisinde aynı konular o kadar bir
tartışıldı ki herkes bundan yoruldu. Onun için ben bu yasanın veya reform
denilen şeyin içerisinde filana karşıyım diyorsak neden karşı olduğumuzu ve
kendi çözümümüzün ne olduğunu da beraber söylemek zorundayız. Ben sadece buna
karşıyım, bu geçmeyecek dersek aslında mevcut durumu değiştiremeyiz. O nedenle
hepimiz dışarıda bazı şeyleri söylerken, o yanlıştır, bu olmaz derken, doğrusu
nedir, nasıl yapılır diye düşünüp bir de fikir ortaya koymamız, izah etmemiz ve
kendi kendimizi de ikna etmemiz lazımdır. Onun için eve geldiğimizde, evden
sabah çıkmadan önce süslenmek için değil ama toplum olarak ne yapıyoruz diye
aynaya bakmamızda yarar vardır. Herkes kendi kendini bu şekilde de
sorgulamalıdır. Bu sorgulama özellikle biz yöneticiler için de geçerlidir diye
düşünüyorum.”


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?