@media screen and (max-width: 768px) { body { font-size: 16px; } }

banner26

'Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu bölgesinin gelecek 50 yılına ciddi bir katkı sağlayacaktır'

banner47

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, "Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu bölgesinin gelecek 50 yılına ciddi bir katkı sağlayacaktır. " dedi.

banner57
Güncel 24.08.2019, 13:09 24.08.2019, 13:09
25
'Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu bölgesinin gelecek 50 yılına ciddi bir katkı sağlayacaktır'
banner52
banner32

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, "Doğu
Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu bölgesinin gelecek 50 yılına
ciddi bir katkı sağlayacaktır." dedi.





Cumhuriyet Meclisi Başkanı Uluçay, Kıbrıs meselesi,
müzakereler ve Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerle ilgili AA muhabirine
değerlendirmelerde bulundu.





Kıbrıs meselesinin çözümüne dönük 1968'de başlayan ve
yaklaşık 50 yıldır yürütülen bir süreç olduğunu belirten Uluçay, bu sürecin
liderler arası görüşmeleri içerdiğini kaydetti.





Kıbrıs Türk tarafı olarak hep yapıcı olduklarını ifade eden
Uluçay, "Çünkü biz Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs sorununun bir an önce
çözülmesi, Kıbrıs Türk halkının da en az Kıbrıs Rum halkı kadar dünyada hak
ettiği yeri alması için yoğun bir mücadele içerisindeyiz. Gerek siyasal
partiler gerekse siyasetçiler olarak her platformda çözümü isteyen taraf
pozisyonunda, kararlı bir şekilde, ne istediğimizi bilen ve sonuç itibariyle
Kıbrıs Rum halkının da bizimle Ada'nın yönetimini paylaşabileceği bir model
çerçevesinde görüşmelerimize bugüne kadar sabırla devam ettik. Bundan sonra da
aynı kararlılık ve sabırla devam edeceğiz." diye konuştu.





Kıbrıs Türk tarafının bu süreç içerisinde sonuna kadar
siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım gibi konularda ısrarcı olduğunu
söyleyen Uluçay, "Güney Kıbrıs, Ada'nın yönetimini bizimle paylaşmak
istemiyor. Esasında temel sorun bundan kaynaklanıyor." değerlendirmesinde
bulundu.





Uluçay, temel yaklaşımlarının Birleşmiş Milletler (BM)
nezdinde, sonuç odaklı ve ucu açık olmayan bir takvim çerçevesinde bu sorunun
siyasi eşitlik temelinde çözülmesini arzuladıklarını dile getirdi.





KKTC olarak eskiye nazaran gelişmiş bir ekonomiye ve
demokrasi kültürüne sahip olduklarını vurgulayan Uluçay, bu konularda
kendilerine en büyük katkıyı Türkiye'nin sağladığına, Kıbrıs konusundaki mücadeleyi
de Türkiye ile birlikte yürütmekte olduklarına ve yürüteceklerine işaret etti.





"İKİ TARAFIN DA EKONOMİSİNDE CİDDİ BİR SİNERJİ ORTAYA
ÇIKMIŞTIR"





 Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi'nin (GKRY) Kıbrıs Türk halkının haklı taleplerini içeren çözüm
önerilerini dikkate almaması halinde, zaman içerisinde siyaseten kayba uğramak
yerine daha çok ekonomik kayıplar yaşayacağını anlatan Uluçay, şöyle devam
etti:





"2003'te Kıbrıs'ta kara kapıları açıldı, karşılıklı
geçişler yapılmaya devam ediyor. Bunun neticesinde iki tarafın da ekonomisinde
ciddi bir sinerji ortaya çıkmıştır. Bu sinerji çerçevesinde Güney Kıbrıs içine
düştüğü çok daha büyük bir buhranı atlatmış oldu. Avrupa Birliği'nden (AB) de
ekstra almış oldukları yardımlarla zaman zaman yaşadıkları ekonomik buhranları
bu şekilde atlatmaktadırlar. Ancak Güney Kıbrıs'ın bu modelden çıkıp KKTC ile
federal çözüm çerçevesinde bir araya gelmesi, aslında Ada'nın ekonomik
potansiyelini aşağı yukarı 5 katına çıkaracaktır. Bundan yıllar önce, iki
toplumlu görüşmeler çerçevesinde ekonomi uzmanlarının yapmış olduğu
araştırmalarda ortaya çıkan tablo net olarak buydu aslında. Ancak görüşmelerin
özüne bakıldığında böyle bir sonuçla karşılaşmadık."





En son 2017'de Crans-Montana'da sorunun çözümüne çok
yaklaştıklarını fakat GKRY'nin seçimleri bahane ederek, yine masayı terk eden
taraf olduğunu hatırlatan Uluçay, şu anda liderler (KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa
Akıncı ile GKRY Lideri Nikos Anastasiadis) arasında tekrar başlayan bir süreç
olduğuna dikkati çekti.





Eylül sonunda New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio
Guterres'le üçlü bir görüşmenin yapılacağını söyleyen Uluçay, muhtemelen bu
görüşmede tekrardan beşli görüşmeye geçiş yapılmasıyla ilgili bir zemin
yoklaması yapılacağını ifade etti.





"DOĞAL GAZIN UZLAŞI ARACI OLMASINI TEMENNİ
EDİYORUZ"





Bu aşamada beşli görüşmenin kesinlikle yapılması gerektiğine
işaret eden Uluçay, "Çok net olarak Ada'nın etrafındaki münhasır ekonomik
bölgede ciddi anlamda tespit edilmiş bir ekonomik değer vardır. Bunlar
hidrokarbonlar dediğimiz doğal gaz ve belki de petrol içerecek ekonomik
değerdir. Bu ekonomik değerin Ada'da yaşayan insanların, gerek Kıbrıs Türk
gerekse Rum halkının ekonomilerine ekstradan bir değer katabilmelerini sağlamak
biz siyasetçilerin görevidir." dedi.





Uluçay, doğal gaz kaynaklarıyla ilgili fırsatın iki toplumun
siyasetçileri ve yöneticileri tarafından mutlaka somut bir sonuç elde edecek
pozisyona dönüştürülmesi gerektiğini belirterek, "Bu sadece bizim
geleceğimiz için değil Doğu Akdeniz'deki gerginliğin ortadan kalkması içindir.
Yani bu doğal gazın gerginlik aracı değil, uzlaşı aracı olmasını temenni
ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Kıbrıs sorununun çözülmesi, Doğu
Akdeniz'deki gerginliğin ortadan kalkabilmesine dönük ve belki de Orta
Doğu'daki çatışmaların önlenmesi bakımından bir unsur olacaktır."
ifadelerini kullandı.





GKRY'nin münhasır ekonomik bölgesinde doğal gazla ilgili
araştırma faaliyetlerine başlayacağını ilk duyurduğunda onlara bir iş birliği
teklifi götürdüklerini anımsatan Uluçay, bu çağrılarına olumlu yanıt
alamadıklarını, bunun üzerine Türkiye ile bir uluslararası anlaşma yaptıklarını
kaydetti.





Uluçay, Türkiye'nin organize ettiği gemilerin şu anda Doğu
Akdeniz'de araştırma yaptığını, yakında sondaja da başlayacağını dile
getirerek, "Biz yine de bütün bunları yapıyorken bile aynı çağrıyı
yinelemekteyiz. Diyoruz ki, 'Gelin bu konuda iş birliği oluşturalım. Diğer
konular baki kalmak kaydıyla ona da razıyız.' Bu konu elzemdir. Oluşması
muhtemel faydası sadece bize değil, Doğu Akdeniz'deki gerginliklere de olumlu
bir hava yaşatacaktır. Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu
bölgesinin gelecek 50 yılına ciddi bir katkı sağlayacaktır." diye konuştu.





"SICAK ÇATIŞMAYI MÜMKÜN GÖRMÜYORUM"





 Kıbrıs'ta
hidrokarbonlar konusunda bir iş birliği geliştirilmezse, Türk tarafının kendi
sondajlarına, Rumların da kendi sondajlarına devam edeceğini söyleyen Uluçay,
ileride ekonomik değer yaratacak doğal gaz açığa çıktıktan sonra, uluslararası
kuruluşlar ve devletlerin bunun bir ekonomik değer olarak insanlığa yarar
vaziyete dönüştürülmesi için gereğini yapacaklarını söyledi.





Uluçay, "GKRY'nin şunu anlaması lazım, biz eğer
bugünden Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkı arasında bir iş birliği
şeklinde, bunun (hidrokarbonlar) insanlığa ekonomik refah getirecek şekilde
dönüştürülmesini başarabilirsek, bundan en büyük kazancı bu Ada'da yaşayacak
olan insanlar alacaktır. Ancak biz şimdi bu konuda başarılı bir adım atamazsak
ve bunu ötelersek her iki taraf da kendi sondajlarına devam edecek. Günü
geldiğinde, bu doğal gaz ortaya çıktığında ve insanlara fayda yaratacak noktaya
geldiğinde oluşacak ekonomik değerden Kıbrıs Türk halkı ile Rum halkı minimum
paya sahip olabilecek." şeklinde konuştu.





Uluçay, "Münhasır ekonomik alan içerisinde yürütülmekte
olan ve bundan sonra da yürütülecek sondaj faaliyetlerinde olası bir sıcak
çatışmayı mümkün görmüyorum." dedi. İki tarafın daha çok ayrı ayrı
faaliyetlerini yürüteceği ve birbirlerini engellemeyeceği bir atmosferin
oluşacağını ifade eden Uluçay, bunun Kıbrıs sorunun çözülmesi için pozitif bir
ortam yaratmayacağının altını çizdi.





Aynı zamanda Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin Mağusa
Milletvekili olan Uluçay, partinin ekim ayında kurultayı olduğunu ve kurultay
sonrasında 2020 Nisan'da yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi için aday
çıkaracaklarını sözlerine ekledi.


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?