banner26

'Casus van buz dağının görünen kısmı'

banner47

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, merkezi Larnaka’da bulunan “WiSpear” isimli İsrail şirketinin, silahlı eski İsrail istihbarat ajanı Tal Dilian ve telefon görüşmelerini dinleme-kayıt olanağına sahip  “casus van” aracı konusunda ses tonunu yükseltmesi üzerine Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kiprianu’yu saraya çağırdı. Eski İsrail İstihbarat ajanı Tal Dilian’ın adının wikileaks dosyalarında da yer aldığına dikkat çekildi.

banner57
Güncel 20.11.2019, 15:58 20.11.2019, 15:58
69
'Casus van buz dağının görünen kısmı'
banner52
banner32

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, merkezi Larnaka’da
bulunan “WiSpear” isimli İsrail şirketinin, silahlı eski İsrail istihbarat
ajanı Tal Dilian ve telefon görüşmelerini dinleme-kayıt olanağına sahip  “casus van” aracı konusunda ses tonunu
yükseltmesi üzerine Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kiprianu’yu saraya
çağırdı.





Eski İsrail İstihbarat ajanı Tal Dilian’ın adının wikileaks
dosyalarında da yer aldığına dikkat çekildi.





Alithia’nın “Başkan Andros’u Çağırıyor: Cuma Günü Başkanlığa
Gel… Nikos Anastasiadis Casusluk Meselesine Yurtdışından Müdahale Ediyor”
başlığıyla manşete çektiği habere göre Anastasidis Kiprianu’yu, Adalet Bakanı
ve Polis  Genel Müdürü’nün huzurunda
görüşmek üzere Rum Başkanlık Sarayı’na çağırdı.





Habere göre Rum Sözcü Prodromos Prodromu dün yazılı açıklama
yaparak, konuyla ilgili kamuoyuna yansıyan 
şikayetlerin ele alınacağı görüşmenin 22 Kasım’da saat 08.30’da
gerçekleşeceğini açıkladı.





AKEL Genel Sekreteri Kiprianu dün düzenlediği basın
toplantısında “konu, ülkenin demokratik işleyişine dayandığı için, bütün
hoşnutsuzluğuna rağmen Anastasiadis’in davetine icabet edeceğini” açıkladı.





Hoşnutsuzluğunu “maalesef bu da iletişim maksatlı istismar
edildi” sözüyle dile getiren Kiprianu , meselenin vatandaşların güvenliğini
ilgilendirdiğinden çok ciddi olduğuna vurgu yaparak, Rum yönetiminden,
Larnaka’da saptanan casus van, İsrail şirketi ve faaliyetleriyle ilgisi
hakkında şeffaflıkla hesap vermesini istedi.





Anastasiadis hükümetinin, casusluk vanının sahibi şirketin
ülkeye 2011’de kaydolduğunu açıklayarak, her zamanki gibi konunun özünü
saptırmaya çalıştığını söyleyen Kiprainu, şirketin kurulduğu günden Hristofyas
hükümetinin sonuna kadarki faaliyetlerinin de Hristofyas döneminden sonraki
bütün faaliyetlerinin de araştırılıp sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını
istedi. Kiprianu, casus van aracın Güney Kıbrıs’a ne zaman, hangi
prosedürlerle, hangi izinlerle gittiği ve bugüne kadar kimler tarafından
nasıl  işletildiğinin tam şeffaflığa
kavuşturulmasını talep etti.





Kiprianu ayrıca hangi siyasi partilerin Tal Dilian ve
“WiSpear” şirketinden diğer kişilerle ilişkisi olduğunu da sordu. “Konunun çok
büyük siyasi boyutları var.  Ülkemizde
olan, yani her özel şirketin vatandaşları izleme hakkı bulunması kabul
edilemez” ifadelerini kullandı.





Gazete DİKO, EDEK, Vatandaşlar İttifakı ve Dayanışma
Hareketi’nin birer bildiri yayımlayarak, casusluk aracı olan şirket ile
ilişkisi olduğu söylenen siyasi partinin hangisi olduğunun açıklanmasını
istediğini ekledi.





Haberinin “İsrailli Tal Dilian Wikileaks’te de Baş Aktör”
başlığıyla ayırdığı bölümünde ise OMEGA isimli yayın kurumunun dünkü
programında casus van skandalının başrol oyuncusu Tal Dilian’ın adının
Wikileaks belgelerinde de anıldığına dikkat çekildiğini yazdı.





Gazete dünkü programda Tal Dilian’ın adının 2015’te
Wikileaks belgelerinde, birçok ülkeye casusluk hizmeti satan “Hacking Team”
isimli İtalyan şirketi ile anıldığına işaret edildiğini yazdı, özetle şunları
ekledi:





“O zamanlar açıklandığı üzere (İtalyan Hacking Team)
şirketin müşterileri arasında  ülkemizin
Devlet İstihbarat Teşkilatı (KİP) de vardı. İsraillinin hacking team skandalına
karıştığı, wikileaks belgelerinin yayınlandığı web sayfasında basit bir arama
yapıldığında, Dilian’ın elektronik mesaj aracılığıyla o zamanlar İtalyan
şirketinin yüzlerce hesabının yöneticisi ile elektronik mesaj aracılığıyla
yaptığı görüşmenin yer aldığı görülebilir.





OMEGA’nın bilgilerine göre 
İsrailli Tal Dilian’ın şirketinin personeli Kıbrıs polisi tarafından
Muhafız Ordusu kurmaylığı dışında saptandı ve birime götürüldü. Vukuat 2013
sonları-2014 başlarında cereyan etti. Polis, şirket personelinin Milli Muhafız
Ordusu’nu araştırdığını saptadı ve birime götürerek sorguladı. Sorguda, Milli
Muhafız Ordusu içerisinde olduğunu itiraf ettiler. Anlaşıldığı kadarıyla
kendilerini (şirket personelini) Milli Muhafız Ordusu komutanlığının üst
rütbeli bir subayının, bilinmeyen ama şirketin 
vermekte olduğu hizmetle alakalı olduğu aşikar bir işlem için çağırdığı
görüldü, meselenin devamı gelmedi.”





Yine Alithia, Tal Dilian’a silah taşıma izninin Rum Bakanlar
Kurulu tarafından, zamanın Adalet Bakanı Yonas Nikolau’nun önerisi ile  Şubat 2016’da verildiğini, söz konusu kişinin
Rum polisine 2015’te,  Güney Kıbrıs’taki
“sinagogların başkanı” olarak güvenlik gerekçesiyle silah taşıma izni için
başvurduğunu yazdı.





Habere göre, silah taşıma izni, İsrailli turistlerin Güney
Kıbrıs’ı ziyaretleri ve sinagoglardaki ayinler sırasında muhtemel terör
saldırıları gerekçesiyle verildi.





Politis “Van Konusunda Averof ve DİSİ de Kadroda… Kötü
Amaçlı Yazılım Üreten Özel Şirketin Sahibi İle İlişkilerine Dair Bilgiler”
başlıklı manşet haberinde, AKEL yetkilisinin kinayeli açıklamalarından ve
haberlerden iktidardaki DİSİ partisi ve Parti Başkanı Averof Neofitu’nun Rum
polisi tarafından incelenmekte olan casus vanın bulunduğu binada üslenen CIS
şirketi sahibi Avraham Avni Shahak ile ilgisi olduğunun anlaşıldığını yazdı.





Gazete, Avraham Avni Shahak isimli İsrailliye silah taşıma
izni de verildiğini ancak İslam örgütü tarafından muhtemel terör saldırısı
bilgileri nedeniyle kendisine polisten bir koruma (polis memuru) tahsis
edildiğini yazdı.





Haberi iç sayfasında detaylandırırken “casus van aracın,
Güney Kıbrıs’ın İsrailliler tarafından izleme teknolojileri geliştirme üssü
olarak kullanılmasının buz dağının 
görünen kısmı olduğuna” dikkat çeken gazeteye göre, casus vanın sahibi
şirketin üslendiği Larnaka’daki binada, cep telefonlarını izleme sistemleri
oluşturmakla ilgilenen ve fahiş fiyatlar karşılığında bütün dünyaya hizmet
veren şirketler bulunuyor.





Haberde, casusluk maksatlı teçhizatı Forbes’te reklam eden
Tal Dilian’ın, Rum tarafındaki bir siyasi parti başkanı ile teması olan ve
ofisine girip çıkan kişi olmadığı, Rum tarafında birçok şirketi bulunan ve Rum
Bakanlar Kurulu’nun silah taşıma izni de verdiği Avraham Avni  Shahak isimli İsrailli işadamı ve CIS isimli
şirketi olduğu belirtildi.  Gerek haberler
ve bilgiler, gerekse AKEL’li bir yetkilinin açıklamalarından, bu kişi ile
irtibat halindeki partinin DİSİ ve parti başkanının da  Averof Neofitu olduğunun anlaşıldığı
kaydedildi.





Habere göre Intellaxa (Tal Dilian’ın şirketi), tamamı
İsraillilere ait diğer şirketler ile aynı binada bulunuyor. Aralarında şirket
ilişkisi yok görünse de İsrail şirketlerinin tamamı aynı işle, yani elektronik
teçhizatla uğraşıyor. 2016’ta polis tarafından yapılan araştırma sonucunda
ulaşılan ve Tothemaonline isimli web sitesinde 
yayınlanan bulgular, siyasi partiye ve özel şahıslara hizmet satışı yaptıklarını
gösteriyor.





Gazete  haberinin bir
bölümünde ise şu bilgileri aktardı:





 “2014’te  muhtemel izleme meselesi ortaya çıktığında,
mesele express işlemlerle kapatılmıştı. O dönemde polis, zamanın Milli Muhafız
Ordusu komutan yardımcısı Andreas Papapavlu’nun 
ofisinde güvenlik denetimi yapan İngiliz Üslerinden iki astsubayı  tutuklamıştı. Yanlarındaki teçhizat  CIS şirketi tarafından üretilmişti. Polis,
açıklama olabilir kaygısıyla meseleyi ‘polislik değil’ diyerek kapatmıştı.





İki astsubayın varlığı saptanınca polise haber verilmiş,
polis de Milli Muhafız Ordusu’ndan çıkış yaptıkları sırada tutuklamıştı.  Andreas Papapavlu dinlendiğinden
şüphelenerek, şirketten denetleme yapmasını istemişti. Polise veya KİP’e (Rum İstihbarat
Teşkilatı) güvenmediği aşikar.”





Komutan Yardımcısı 
Papapavlu’nun, tepki çeken bu hareketi üzerine Rum Yönetimi Başkanı
Nikos Anastasiadis’e istifa dilekçesi sunduğunu 
ancak Anastasiadis’in “şu anda Milli Muhafız Ordusu saflarında sükunete
ve birliğe ihtiyaç var” diyerek istifa dilekçesini kabul etmediğini belirten
gazete, Rum makamlarının  bazı şirketler
ve ürettikleri  teknoloji yayma
faaliyetlerini 2014’ten beri bildiğine ancak hiçbir önlem alınmadığına dikkat
çekti.


banner36
Yorumlar (0)
banner6