@media screen and (max-width: 768px) { body { font-size: 16px; } }

banner26

'54 senedir kardeşim gelecek diye bekledim'

banner47

Futbolcu, mücahit, tanıyanların “çocukla çocuk, büyükle büyük, melek gibi bir insan” diye nitelendirdiği örnek bir öğretmendi Hüseyin Ruso.

banner57
Güncel 24.12.2018, 21:21 24.12.2018, 21:21
30
'54 senedir kardeşim gelecek diye bekledim'
banner52
banner32

Futbolcu,
mücahit, tanıyanların “çocukla çocuk, büyükle büyük, melek gibi bir insan” diye
nitelendirdiği örnek bir öğretmendi Hüseyin Ruso.









Gencecik
bir yaşta, yeni bitirdiği, yaşamaya, aile kurmaya, içinde çocuklarını
yetiştirmeye fırsat bulamadığı evinin önünde, Küçükkaymaklı’yı Rumlara karşı
savunurken şehit düştü...





Ruso’nun
naaşı şehit düşmesinin ardından Türkler tarafından vurulduğu yerden alınamadı.
Ailesinin teşebbüsü Rum saldırısı nedeniyle engellendi. Ruso, Lefkoşa’nın Rum
kesimine götürüldü ve ardından 
Ayvasıl’daki toplu mezara gömüldü.





Toplu
mezar açıldıktan sonra bazı diğer şehitlerle birlikte Tekke Bahçesi’nde
üzerinde başka bir isim yazılı mezara gömülen Hüseyin Ruso’nun kalıntıları,
kayıpları bulma çalışmaları sırasında burada tespit edildi. Hüseyin Ruso,
ölümünden 55 yıl sonra bugün ebedi istirahatgahına defnediliyor.





Ruso
yıllar boyunca Kıbrıs Türkü’nün varoluş simgelerinden biri oldu, ismi okula ve
stadyuma verildi. Genç nesiller onun ismini ve sporculuğunu, örnek kişiliğini
dinleyerek büyüdü.





Kayıp
Şahıslar Komitesi’nin kayıpları arama çalışmaları çerçevesinde bulunan Ruso’nun
kalıntılarının; vurulduğu, her yıl önünde tören düzenlenen anıtının da
bulunduğu yere gömülmesi için ailesi, Küçükkaymaklılılar, ve kendisini seven
halkı bir yıldır kampanya yürütüyordu. Anıtın bulunduğu bölge güvenlik
güçlerinin uygun bulması ve Bakanlar Kurulu’nun da karar almasıyla askeri bölge
olmaktan çıkarılarak şehitlik statüsüne getirildi. Böylece Ruso’nun, vurulduğu
ve her yıl anıldığı evinin önüne gömülmesine imkan sağlandı.





TÖRENLE
DEFNEDİLECEK





Küçükkaymaklı’da
28 yaşında şehit edilen ve kalıntılarına 54 yıl sonra ulaşılan kayıp şehit
Hüseyin Ruso bugün askeri törenle defnedilecek.





Ruso,
bugün Küçükkaymaklı Camii’nde saat 10.00’da kılınacak cenaze namazının ardından
vurulduğu ve anıtının da olduğu yerde toprağa verilecek. Küçükkaymaklı
şehitleri de bugün törenle anılacak.





Türk
Ajansı Kıbrıs’a (T.A.K) konuşan Hüseyin Ruso’nun 86 yaşındaki ablası Meryem
Ruso Paralik, “Allah bana bu uzun ömrü kardeşimin toprağını göreyim diye verdi”
dedi.





Şehidin
yeğenleri Levent Ruso, Göksen İnce ve Fatma Paralik de birkaç cümleyle Hüseyin
Ruso’nun bu kadar yakınlarında bulunmasının verdiği şaşkınlığı ifade etti.





Levent
Ruso, “Çocukken, Tekke Bahçesi’nde oynardık. Amcamın burada olduğunu bilmeden…”
dedi.





Meryem
Ruso Paralik’in kızları Göksen İnce ve Fatma Paralik de, “Tekke bahçesi sürekli
gidilen, ziyaret edilen bir yerdi… Denizkitap evinin tam karşında dayım Mustafa
Ruso’nun dükkanı vardı. Yakınında. Dayımın yanı başımızda olduğundan haberimiz
yoktu” dedi.





Meryem
Ruso Paralik, Hüseyin Ruso gibi kardeşi Mustafa Ruso’nun ve damadı İbrahim
Latif’in de şehit düştüğünü söyleyerek, “54 senedir kardeşim gelecek diye
bekledim. Toprağı nerdedir bilmeyince, görmeyince ‘gelecek’ dersin. Bir tek
Hüseyinimin mezarı yoktu. Devlet sağolsun. Artık onun da mezarı olacak. Herkese
teşekkür ederim” dedi.





“KÖK
KAYMAKLIYIZ. BUDAK DEĞİL, KÖK”





Meryem
Ruso Paralik,  ailesinden şu sözlerle
bahsetti:





“Annem
Zehra, babam Ahmet Ruso’ydu. En büyük ve tek kız evlat benim. Kardeşlerim
Mustafa Ruso (şehit), Hüseyin Ruso (şehit), Salih Ruso ve Hasan Ruso’ydu. Tek
benim hayatta. Babam kasaptı. Alçı fabrikası vardı. Fabrika kendinin sayılırdı
ama hepsi gitti… Annem ev hanımıydı… Mutlu bir çocukluk geçirdik. Nasıl deyim,
en güzelinden… Kardeşlerimin hepsi yüksek okul okudu. Mustafa dışındakilerin
hepsi yüksek okula gitti. Ben ilkokulu bitirdim. Okutmadılar beni. Eskiden
‘kızlar’ okumazdı derlerdi ama ilkokulu seve seve bitirdim …”





“ANNEYE
BABAYA MEKTUPLAR… NE MEKTUPLAR AMA…”





Paralik,
kardeşi Hüseyin Ruso’dan da şu sözlerle bahsetti:





“Hüseyin
1935’te Küçükkaymaklı’da doğdu. İlkokulu Küçükkaymaklı’da okudu. Sonra İzmir’e
gitti. Burada ortaokulu ve liseyi bitirdi. Ankara Gazi Eğitim’de spor okudu.
Türkiye’den mektuplar gönderdi bize. Anneye babaya mektuplar… Ne mektuplar ama…
Kaymaklı’dan kaçarken bir toplu iğne almadık… Mektuplarımız da her şeyimiz gibi
yandı.”





“AİLESİNİ,
VATANINI, KULÜBÜNÜ SEVEN BİR İNSANDI…”





Hüseyin
Ruso’nun ilk görev yeri Limasol’dan sonra; Lefke’de, Girne Anafartalar
Lisesi’nde ve Haydarpaşa Ticaret Lisesi’nde görev yaptığını söyleyen Paralik,
“Hüseyin üç okulu birden idare ederdi. Lefke’yi, Anafartalar’ı, Haydarpaşa’yı.
Son Haydarpaşa’nın yurt müdürüydü. Hüseyin ailesini, vatanını, kulübünü seven
bir insandı. Küçükle küçük, büyükle büyük olurdu. Babam da, o da Küçükkaymaklı
Spor Kulübü’nün kurucularındandı” dedi.





“HÜSEYİN
NERDE?”





Kaymaklı
halkının 25 Aralık 1963’te Hamitköy’e göçmen gittiğini söyleyen Paralik,
“Ailemizi hep burada bulduk. Hüseyin yok. Hüseyin nerde?’… ‘Hüseyin
Çetinkaya’da, Hüseyin Dr. Küçük’te’… İlk zamanlar şehit olduğunu söylemediler
bize” dedi.





“ÜZERİNDE
DERİ KAHVERENGİ CEKETİ VARMIŞ…”





Paralik,
şunları ekledi:





“Göçmenler
kahveye toplandıydı. Babam ve kardeşim Mustafa, kahvedeki fısıltıdan Hüseyin’in
vurulduğunu anlamışlar. Karar aldılar, gece Hüseyin’in vurulduğu yere,
Kaymaklı’ya gidecekler. Gittiler… Hüseyin’i buldular da. Vurulmuş... Üzerinde
deri kahverengi ceketi varmış. Vurulalı belki de üç dört gün olmuştu. Gelen
geçti, gelen geçti… Herkes nerden bilsin. Çingeneler varmış orda. Mustafa
onlara ‘mezarlık yakın, tabutu alıp gelin’ demiş. Tabuta alıp gelmişler,
Hüseyin’i içine koydular. Rumlar baskın yaptı. Babam da Çingeneler de kaçtı.
Mustafa esir düştü. 1 hafta esir kaldı. Cenaze tabutta kaldı, orada...
Cenazenin ne olduğunu hiç bilemedik. Annem de babam da evlat acısından erkenden
öldü. Annem ömür bıraktığında 53 yaşındaydı. Babam da hemen arkasına öldü…Bazen
Mustafa’yla Hüseyin’i rüyamda görürüm. Çocukluklarını… Kavga ederlerdi hani…”





 “11 SENE NE YAŞADIK? NE YEDİK, NE İÇTİK….?”





Küçükkaymaklı
halkının yaşadığı sıkıntıları anlatan, ailesiyle buraya göçmen olduğunda 5 de
çocuğu olduğunu söyleyen Paralik, “Göçmenliği biz çektik. Kaymaklı halkı. 11
sene ne yaşadık? Ne yedik, ne içtik?” ifadelerine yer verdi.





“TOPRAĞI
NERDEDİR BİLMEYİNCE, GÖRMEYİNCE ‘GELECEK’ DERSİN…”





Hüseyin
Ruso’nun kalıntılarına ulaşıldığını çocuklarından öğrendiğini kaydeden Paralik,
“54 senedir kardeşim gelecek diye bekledim. Toprağı nerdedir bilmeyince,
görmeyince ‘gelecek’ dersin. Bir tek Hüseyinimin mezarı yoktu. Devlet sağolsun.
Artık onun da mezarı olacak. Herkese teşekkür ederim” dedi.





“İNSAN
ACIDAN ÖLMEZ. ACIYI ÇEKER YAŞAMAYA DEVAM EDER…BEN 11 ACI ÇEKERİM…”





Paralik
şunları da söyledi:





“İki
çocuğumu, eşimi, ikisi şehit dört kardeşimi, iki damadımı, annemi babamı…
Hepsini kaybettik. 11 acı çekerim. Ben çok acılı bir insanım ama insan acıdan
ölmez, acıyı çeker yaşamaya devam eder. Allah verdiği ömrü geri almaz. Ben onun
için bu kadar uzun yaşadım. Allah bana bu ömrü verdi ki kardeşimin toprağını
göreyim diye verdi…”





SPOR
MERAKI BABADAN…





“Hüseyin
Ruso’nun spor merakı nereden gelirdi?” sorusu üzerine Paralik, “Babamdan…
Babamın koşulardan 6 madalyası vardı. Birinci gelirdi. Hüseyin de her sporu
yapardı. Futbol maçı olduğunda Baf’a kadar gider izlerdik onu. Taksim
Sahası’ndaki maçlara da giderdik. Bir maça annem de geldi bizimle. Sahada
kardeşim Salih’e vurdular. Annem çarşafıyla o sahanın içine nasıl koştu
unutmam. Annem çarşafını hiç çıkarmadı” dedi.





“KAYMAKLI
SPORCULARINA ÜNİFORMALARINI BEN DİKTİM”





Küçükkaymaklı’nın
takımının 1963’te şampiyon olan futbol takımında üç kardeş top koşturduğunu
söyleyen Paralik, “Hüseyin, Hasan ve Salih…Hüseyin takımın da kaptanıydı.
Kaymaklı sporcularına üniformalarını da ben diktim. Dikiş elimden gelirdi”
şeklinde konuştu.





Hüseyin
Ruso’yu, en son kardeşi Hasan Ruso’nun oğlu Levent Ruso’nun birinci yaş doğum
günü öncesinde gördüğünü söyleyen Paralik şunları anlattı:





“Evi
şehit düştüğü yerin karşısındaydı. Evli değildi. Evlendi ama anlaşmadı,
ayrıldı. Gençti. Gönlünde biri olmasın olur mu? Olmaz. Yeni bittiydi evi.
Kardeşim Hasan’ın evi ile yan yanaydı evleri. Onlar yerleşmişti. Hüseyin daha
yerleşmedi. Şömine yaptırdıydı. ‘Abla bana şöminemi siler misin?’ dedi.
‘Çocuklar hazırlandı, Levent’in doğum gününe gideceğiz, yarın silerim’ dedim.
Ben öyle söyleyince ‘benim ne olacağım belli değil’ dedi. Nedir söylediğin
dedim...Kendi temizledi şöminesini. Kendi elciğiyle.”





HÜSEYİN
RUSO’DAN SON SÖZLER…





Meryem
Ruso Paralik, Hüseyin Ruso’dan duyduğu son sözleri de şöyle paylaştı:





“Kapıldım
gidiyorum. Bahtımın rüzgarına. ‘Ey ufuklar’ diyorum. Yolculuk var yarına. Yol
görünmüşken yar tutmuyor elden. Misafir bugün ben.  Gurbet akşamlarına…Bana bunu söyledi ve
gitti. Şarkı mı şiir mi bilmem. Gitmeden bunu söyledi benim evde…”





Röportajın
sonunda tüm acılara rağmen hayatın devam ettiğini yineledi Meryem Ruso Paralik.
Sağlığının iyi olduğunu söyledi ve ekledi: “Çok şükür. Kendi ihtiyaçlarımı
görürüm.”





86
YAŞ... SABAH KAHVESİ İÇME VE ÖĞLE YEMEĞİ PİŞİRME RUTİNİ





86
yaşındaki Meryem Ruso Paralik, her sabah komşularıyla kahve içtiğini, her öğlen
de çocukları ve torunları için yemek pişirdiğini, örgü örmeye de devam ettiğini
ekledi.


banner36
Yorumlar (0)
banner6
Günün Anketi Tümü
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?
Sizce KKTC’nin en büyük sorunu nedir?