Geçmişin Yanlışlarıyla, Şimdi Yüzleşiyoruz

Ülkede son dönemde şiddetli yağmurların neden olduğu su baskınları, yıllar önceden günümüze gelen çarpık yapılaşmayı ve alt yapı eksikliklerini bir kez daha gündeme getirdi.

Bundan bir ay önce Girne, Lapta ve Dikmen’de bugün ise Karpaz bölgesinde etkili olan sağanak yağmurların altyapılarda yarattığı büyük hasarlar, yıllar öncesine dayanan yapısal sorunların ve gelişigüzel çarpık yapılaşmanın acı bir sonucu oldu.

İnşaat sektöründe bilimsel yöntemlere değil kişisel çıkarlara ya da plansızlığa dayalı olarak bunca yıldır atılan adımlar, karayollarında denetimsiz inşa edilen projeler, mühendis veya müteahhitlerin yaptığı büyük hatalar ve yıllar öncebozulan ya da yok edilen dere yatakları, ülkede son dönemde yağmurlarla birlikte meydana gelen büyük hasarların en temel sebebi olarak gösteriliyor.

Ülkede etkili olan yağışların aslında normal seviyenin kat kat üzerinde olmadığı ise Meteoroloji Dairesi’nin verileriyle ortaya çıkıyor.

Çevre mühendisleri ve şehir plancıları da bu verileri doğrular cinsten açıklamalar yapıyor. Uzmanlar geçmiş yıllardan gelen çarpık yapılaşma ve yetersiz altyapının, bugünkü yağmurların su baskınlarına dönmesine neden olduğunu ifade ediyor.

Bunun en büyük örneğinin ise dün Karpaz bölgesinde yaşandığı görülüyor.

YOL ÇÖKMESİNİN NEDENİ, DERENİN DOLDURULMASI

Örneğin Yeşilköy’deki yol çökmesinin, dere yatağının geçmiş yıllarda doldurulmasından kaynaklandığı ortaya çıktı ve buna bağlı olarak

benzin istasyonunda su baskını meydana geldi.

Aynı şekilde bölgedeki yollarda meydana gelen çökme ve hasarlar ise yıllar önce dere yatakları ve tahliye kanallarının kapatılmasından kaynaklandı.

Kısacası kişilerin arazilerine, evlerine ve iş yerlerine girebilmek için suyun akışkanlığını sağlayan kanalları kapatmasından dolayı da yoğun yağışlar bu türsorunlara neden oldu.

GEÇMİŞTEKİ YETKİLİLER ŞİMDİ HEDEF ŞAŞIRTMA YAPIYOR

Öte yandan yürürlükteki yasaya aykırı olarak geçmişte dere yataklarına inşaat izni veren ya da kaçak yapılaşmaya göz yuman resmi görevlilerin belirlenerek haklarında yasal işlem başlatılması gerekirken, bu dönemde yaşanan sel felaketlerinde eleştiri oklarının genelde mevcut hükümete özelde ise Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’a yöneltilmesi “sorumluluktan kaçma” ya da “hedef şaşırtma” olarak değerlendiriliyor.

Özellikle ülkede yürütme erkinde yıllar boyunca yetkili olmuş kişilerin ya da devleti yöneten politikacıların o dönemde icraat yapmayıp şimdilerde muhalefet olsun diye sürekli olarak eleştiri yönetmeleri ya da ne yapılması gerektiğini anlatmaları ise “popülizm” olarak nitelendiriliyor.