Başsavcı Behiç Öztürk, bir kişinin "yolsuzluk"
yapmakla suçlanabilmesi için kesin kanıtlar olması gerektiğini vurguladı.
Öztürk, "Yolsuzluk dosyası nitelemesi beni biraz tedirgin eder. Günün
sonunda bunlar içinden açılabilecek dava olsa bile yolsuzluk olmayabilir. Bir
insanı yolsuzluk yaptı diye suçlayacaksanız muhakkak o dosyada, o suçu
ispatlayabileceğiniz her türlü delil, emare ve şahadetin olması gerekir"
dedi.
Öztürk, yolsuzluğun çok ciddi bir suç olduğuna işaret ederek
bu konularda beyanat veren herkesin çok dikkatli olmasını istedi;
"Elinizde kesin delil yoksa yolsuzluk, rüşvet kelimelerini
kullanmayın" uyarısında bulundu.
Başsavcı Behiç Öztürk, son zamanlarda medyaya da konu olan
ve önlerine gelen "yolsuzluk" diye nitelendirilen 5-6 dosyayla ilgili
çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu ifade etti. Öztürk, dava açıp
açmayacaklarının 10-15 gün içinde belli olacağını açıkladı.
Öztürk, ne olursa olsun dava açma düşüncesinde
olmadıklarını, suç olduğuna inanmaları halinde dava açacaklarını vurguladı.
Öztürk, "Hukuka, kanunlara ve vicdanlarımıza bakacağız. Kimse, mahkemeyi
ve Basşavcılık'ı sıkıntıya sokacak beyanatlarda bulunmasın" diye konuştu.
Başsavcı Öztürk, yeni dönemde savcıların devlete verilecek
mütalaalara daha fazla zaman ayırabileceği şekilde bir ekipleşmeye gitmeyi
planladığını, bunun şubat ayına kadar yapılacak yeni savcı istihdamlarıyla
sağlanacağını ifade etti.
Basşavcılık'ın verdiği mütalaaların önemine dikkat çeken
Öztürk, devleti yanlış yönlendirmeleri halinde bunu düzeltmenin zor olacağını
ve sıkıntı doğabileceğini belirterek davaların daha sağlıklı yürütülmesi ve
daha sağlıklı görüşler verilmesini sağlamaya çalışacaklarını söyledi.
"Arkadaşlarım terminatör gibi çalışıyor" diyen
Öztürk, Hukuk Dairesi personelinin özveriyle ve zaman mevhumu tanımadan yoğun
çalıştığını, çoğu kez evlerine de iş götürdüklerini belirtti.
BAŞSAVCI KOLTUĞUNDA YENİ İSİM
KKTC Anayasası'nın "Devletin, Cumhurbaşkanı'nın,
Başbakan'ın, Bakanlar Kurulu'nun, bakanların ve diğer devlet organlarının hukuk
danışmanı" olarak görevlendirdiği Başsavcı makamında bugünden itibaren
yeni bir isim var: Behiç Öztürk.
Yüksek Savcılar Kurulu'nun 12 Aralık 2018'deki toplantısında
bu göreve seçilen ve 26 Aralık'ta da Cumhurbaşkanı huzurunda bağlılık yemini
eden Behiç Öztürk, 1 Ocak itibarıyla yeni görevine başladı.
TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Öztürk, görev süresi
boyunca hedeflediklerini anlattı; Başsavcılık'ı ilgilendiren konularda mesajlar
verdi.
YARGININ ÜÇ AYAĞI: MAHKEMELER, SAVUNMA, BAŞSAVCILIK...
Yargının üç ayağını "mahkemeler" ve
"savunma"yla birlikte iddia makamı veya devletin müdafaa makamı olan
“Başsavcılık”ın oluşturduğunu ifade eden Öztürk, uzun yıllardır görev yaptığı
Başsavcılık'ta (Hukuk Dairesi'nde) yeni dönemde neleri hedeflediği konusundaki
görüşlerini paylaştı.
Hukuk Dairesi bünyesinde görev yapan savcıların hukuk,
idari, Yargıtay istinaf, Anayasa Mahkemesi ve ceza davalarına baktığını; ayrıca
Anayasa'nın 158'inci maddesinin Başsavcılık'a yüklediği görev uyarınca devlete
(Meclis'e, bakanlıklara Cumhurbaşkanlığı'na, dairelere) danışmanlık hizmeti
verdiklerini kaydeden Öztürk, bu dönemde görevlerde daha belirgin
uzmanlaşmalara gitmeyi hedeflediğini söyledi.
Başsavcı Behiç Öztürk, özellikle verdikleri mütalaalarla
ilgili zaman zaman haksız eleştirilere uğradıklarını belirterek şubat ayına
kadar savcı istihdamı yapacaklarını böylece uzmanlaşmanın sağlanacağını
kaydetti.
Öztürk, mütalaa verecek savcıların birbirinden haberdar
olacak şekilde ve toplumu ilgilendiren konularda konsensüs sağlayarak görüş
vermesi gerektiği düşüncesini ifade etti.
MÜTALAA VEREN SAVCILARIN BU GÖREVLERİNE DAHA FAZLA VAKİT
AYIRMALARINI SAĞLAYACAK DÜZENLEMEYE GİDİLECEK
Başsavcı Öztürk, kendisinin de uzun yıllar görev yaptığı
Başsavcılık'ta daha çok devlete mütalaa veren pozisyonda yer aldığını
kaydederek, "Şunu anladım ki mütalaa veren savcıların hukuk davalarını
biraz azaltıp mütalaa görevlerine daha fazla vakit ayırmalarını sağlamak lazım.
Çünkü devlete vereceğiniz mütalaada bir sıkıntı olursa, devleti yanlış
yönlendirirseniz onu düzeltmeniz çok zor olur. Devlet bundan ciddi anlamda
sıkıntı duyabilir" dedi.
Görüş vermekle yükümlü oldukları makamların Anayasa'nın
158'inci maddesinde sıralandığına işaret eden Öztürk, gelen görüş istemine
direkt Başsavcı'nın yanıt verebileceği gibi görevlendireceği savcının da görüş
verebildiğini anlattı.
Başsavcı Öztürk, görev süresi boyunca yapıcı eleştirileri
dikkate alacağını ve buna göre düzeltilmesi gerekenlerin düzelmesini prensip
edineceğini söyledi.
İŞ YÜKÜ... BAŞSAVCILIK'A YILDA 2 BİN 500-2 BİN 750 TALEP
GELİYOR
Öztürk, Hukuk Dairesi'ne yılda 2 bin 500 ile 2 bin 750
civarında talep geldiğini, bunlardan 1500 kadarının uzun çalışma ve araştırma
gerektirdiğini açıkladı.
Yasalar, tüzükler, dernek ve siyasi parti kayıtları
konularında da Başsavcılık'ın baktığını kaydeden Öztürk, şu anda önünde 50-60
tane dosya bulunduğunu, ayrıca mahkemedeki duruşmalara hazırlandıklarını
belirtti.
Başsavcı Behiç Öztürk, ivediliği olan konulara öncelik
vermeye çalıştıklarını kaydetti.
BAŞSAVCI, BAŞSAVCI YARDIMCISI, 3 MUAVİN, 27 SAVCI, 3 SAVCI
YARDIMCISI
Hukuk Dairesi'nde halen Başsavcı, Başsavcı Yardımcısı ve 3
muavin yanında yasaya göre 64 kişilik kadro bulunduğunu ancak halen 3 savcı
yardımcısı ve 27 savcının görev yaptığını anlatan Öztürk, 7 savcı yardımcısı ve
27 de savcı kadrosunun boş olduğunu söyledi.
Öztürk, bayağı eksikleri olduğuna işaret ederek saydığı
kadroya sadece Lefkoşa'da değil tüm ilçelerde de görev yapanların dahil
olduğunu bildirdi.
"10 SAVCI ALMAYI PLANLIYORUZ"
Yargıçlar gibi savcıların istihdamında da Maliye'den yetki
alma süreci olmadığını ancak devleti zora sokacak sayıda bir istihdama da
gitmeyeceklerini, bu yıl içinde bir defada veya peyderpey 10 savcı almayı
planladıklarını kaydeden Başsavcı Behiç Öztürk, şöyle konuştu:
"MÜDAFAALAR BENZEMELİ"
"O zaman ekipleşmeyi daha kolay sağlayacağımı
düşünüyorum. 27 savcı ve 3 savcı yardımcısının iş yükünü de biraz aşağıya çekip
daha sağlıklı davalar yapılmasını, daha sağlıklı görüşler verilmesini sağlamaya
çalışacağız. Böyle olunca birbirlerine daha fazla zaman ayırabilecekler veya
belki belirli sürelerle ceza savcıları, hukuk savcıları, YİM savcıları
toplantılar yapma prensibi getirebilecektir.
Geneli daha çok ilgilendiren konularda örneğin 50 tane dava
açılır. Bunların tümünü tek savcıya vermemiz mümkün değil. Günün sonunda
davalar birbirine benziyor ve verilen müdafaalarda da savcıların birbirlerinden
haberdar olmaları, mahkeme karşısında farklı müdafaalar verilmemesi lazım. Bu
nedenle savcıların birbirlerinden haberdar olması gerekiyor."
"ARKADAŞLARIM TERMİNATÖR GİBİ ÇALIŞIYOR"
Başsavcı Behiç Öztürk, Basşavcı Yardımcısı Ersoy Ölçter'in
yakında emekli olmasıyla kendisinin Hukuk Dairesi'nde yaşça en büyük kişi
olacağına da işaret etti ve takım arkadaşlarının, dıştaki kişilerin
bilemeyeceği kadar yoğun çalıştığını vurguladı.
"Terminatör gibi çalışıyorlar" diyen Öztürk,
"Savcılık gecikiyor" eleştirileri yapılsa da personelin gece gündüz
çok çalıştığını, kendisinin de aynı tempoda çalıştığını, sabahlara kadar
davalara çalıştıklarını anlattı.
Öztürk, , "İşi eve taşıyoruz, herkes çantasındaki
dosyalarla eve gidiyor. Bu durum yargıçlar için de böyle... Tabi vatandaş bunu
bilmez, bazen eleştiriliyoruz da ama bu şartlarda, özveriyle çalışıyoruz"
dedi.
Behiç Öztürk, iş yükünü azaltıp, verimli ve sağlıklı
çalışmayı sağlamak için yeni savcı istihdamına gideceklerini yineledi.
Başsavcı Yardımcısı için açılan münhalin süresinin 4 Ocak'ta
dolacağını belirten Öztürk, hemen o hafta içinde karara bağlamayı
düşündüklerini, bunun ardından boşalacak mevkiler için de münhal açılacağını
kaydetti. Öztürk, "Şubat sonuna kadar bu atamaları bitirmemiz lazım"
dedi.
Başsavcı Behiç Öztürk, Hukuk Dairesi Yasası'nda, yakın
geçmişte Mahkemeler Yasası'nda yapılan düzenlemeye paralel olarak ek çalışma
sürelerinin karşılığının ödenebilmesi için düzenlemeye gitmek istediklerini
söyledi. Öztürk, ayrıca disiplin mevzuatındaki boşlukları da gidereceklerini
kaydetti.
Eski Lefkoşa Polis Müdürlüğü binasının restorasyonunun
tamamlanmasıyla alt bölümünün mahkemelere, üst bölümlerinin de Başsavcılık'a
verileceğini ve böylece biraz rahatlayacaklarını belirten Behiç Öztürk,
Başsavcılık'ın araç ihtiyacı da olduğunu dile getirdi. Öztürk, personelin dış
görevlerine kendi araçlarıyla gittiğini ve herhangi bir ödenek almadığını ifade
ederek "Birkaç RHA'mız olmalı ki savcı arkadaşlarımız bir yere giderken
kullanabilsin, dağıtım da yapılabilsin" diye konuştu.
"YOLSUZLUK DOSYASI NİTELEMESİ BENİ TEDİRGİN EDER"
Yeni Başsavcı Behiç Öztürk, "yolsuzluk dosyaları"
konusundaki soruları ise "Ben bu konuda temkinliyim çünkü bunlara
yolsuzluk dosyası deniyor ama içinde yolsuzluk var mı, yok mu şu anda kimse
bilmez" ifadeleriyle yanıtladı.
"BEYANAT VEREN HERKES ÇOK DİKKATLİ OLMALI..."
Öztürk, bu konudaki görüşlerini özetle şöyle anlattı:
"Yolsuzluk dosyası nitelemesi beni biraz tedirgin eder.
Günün sonunda bunlar içinden açılabilecek dava olsa bile bunlar yolsuzluk
olmayabilir. Bir insanı yolsuzluk yaptı diye suçlayacaksanız muhakkak o dosyada
o suçu ispatlayabileceğiniz her türlü delil, emare ve şahadetin olması gerekir
ki dava açabilesiniz. Aksi taktirde bu bir yolsuzluk dosyasına konudur diye
hedef gösterdiğiniz insanlara gidip yolsuzlukla alakası olmayan bir dava
açarsanız insanlar size güler. O nedenle ben bu dosyalara yolsuzluk dosyası
denmesinden birazcık sıkıntı duyarım. Yolsuzluk çok ciddi bir suçtur. Aleyhlerinde
dava açılacak kişilerin bu suçları ispat edilemezse, o kişiler dönüp tazminat
davası açabilir.
Dolayısıyla bu konularda beyanat veren herkesin çok dikkatli
olması gerekir.
"İSPAT EDİLMELİ"
Yolsuzluk kendine, yakınlarına, akrabalarına menfaat temin
etmektir ve bir şey elde edildiğinin ispat edilmesi zorunludur. Tıpkı hırsızlık
suçlamalarında olduğu gibi her şeyin ispat edilmesi lazımdır.
Ben hep söyledim, 'varsa dava açarım' dedim, 'yoksa da
açmam.' Yolsuzluk dosyası diye gelip de çok daha basit suçlar içeren dosyalar
varsa, belki onları açarım. Adı yolsuzluk dosyasında geçen ama sonunda da basit
birşey çıkan insanların eleştirilmesi de benim açımdan hicaptır.
"ELİNİZDE KESİN DELİL YOKSA YOLSUZLUK, RÜŞVET
KELİMELERİNİ KULLANMAYIN"
Şu söylenebilir: 'Savcılık'a soruşturma maksatlı dosya
gitti, bu dosyada düşünülen şunlar şunlar var.' Ama suçlama koymayın,
yolsuzluk, rüşvet gibi kelimeleri, elinizde kesin delil yoksa kullanmayın.
DOSYALARLA İLGİLİ ÇALIŞMA TAMAMLANMAK ÜZERE
Başsavcı Behiç Öztürk, son zamanlarda medyaya da konu olan
ve önlerine gelen yolsuzluk diye nitelendirilen dosyaların sayısının çok fazla
olmadığını, 5-6 dosya bulunduğunu ve bunlarla ilgili çalışmaların tamamlanmak
üzere olduğunu açıkladı.
DAVA AÇILIP AÇILMAYACAĞI 10-15 GÜN İÇİNDE...
Bunlardan birkaçını eksikliklerin giderilmesi için Polis'e
gönderdiklerini bildiren Öztürk, bu çalışmanın tamamlanmasının ardından
Başsavcılık'ın 10-15 gün içinde "Şu dosyayı incelememiz tamamlandı, şu
davaları açacağız. Şu dosyalarda eksiklikler var, geri gönderiyoruz. Bu
iddialar var ama biz sadece şunu ispat edebileceğimizi düşündük o yüzden sadece
şu davayı açabiliriz, böyle bir dava açmıyoruz veyahut da hiçbir dava
açmıyoruz" deme noktasına geleceklerini söyledi.
Başsavcı Behiç Öztürk, ne olursa olsun dava açma
düşüncesinde olmadıklarını, suç olduğuna inanmaları halinde dava açacaklarını
vurguladı.
Öztürk, "Hukuka, kanunlara ve vicdanlarımıza bakacağız.
Kimse mahkemeyi ve Basşavcılık'ı sıkıntıya sokacak beyanatlarda
bulunmasın" diye konuştu.
Başsavcı Öztürk, kamuoyunda verilen beyanatlarla bir
beklenti oluştu diye kendilerinin veya mahkemenin olmayan bir suç
yaratamayacağını da ifade etti.
YASAMA, YÜRÜTME VE MAHKEMELERLE İYİ İLİŞKİLER ŞART
Behiç Öztürk, geçmişten bugüne Başsavcı'nın devlet ve
hükümet yetkililerinin talep etmesi halinde tüm toplantılara katıldığını,
kendisinin de yasama ve yürütme ile iyi ilişkiler içinde olmak gerektiğine
inandığını söyledi.
Özellikle kardeş kuruluş diye nitelediği mahkemelerle çok
iyi ilişkiler içinde çalışmak zorunda olduklarını vurgulayan Başsavcı Öztürk,
"Çünkü birbirimize muhtacız, zorluklarımızı çok iyi biliyoruz. Gerek
bireysel gerek kurumsal anlamda çok iyi ilişkiler içinde olması lazım. Her iki
taraf da yargının menfaatleri için ve doğruyu bulmak için çalışır. Birbirimizi
çok iyi anlamız lazım. Adil olmak adına da bu gerekli..." ifadelerini
kullandı.
Öztürk, "Yürütme ve yasamanın da bizi çok iyi anlaması
lazım. Bizim mevzuata ters hiçbir şey yapamayacağımızı anlamaları lazımdır.
Bizden birşey istendiğinde mevzuata göre bu olmaz dediğimizde buna
inanmalıdırlar. Bunu söylerken nasıl olabileceğini de söyleriz. Onların da bu
oluru yaratmaları lazım" diye konuştu.
Başsavcı Behiç Öztürk, bakanlıklara karşı açılmış bazı
davalarda "devlet burada haklı değil" şeklinde görüş verdiklerini, bu
gibi durumlarda mahkemede savunmaya girmelerinin doğru olmadığını; savunma
görevini bir avukatın üstlenmesini istedikleri bazı davalar olduğunu anlattı.
KİŞİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ ÇOK ÖNEMLİ
KKTC Anayasası'nda kişi hak ve özgürlükleri konusunda
devletin uyması gereken maddeler bulunduğunu belirten Başsavcı Öztürk, bunlar
ne kadar üst düzeyde uygulanırsa insanların tatmininin de üst düzeyde olacağını
kaydetti. Günümüzde insan hak ve özgürlüklerinin çok önemli olduğunu
vurgulayarak "Bunların Anayasa'da birer hüküm olarak veya sözde kalmaması
lazım. Dünyada her şey insan hakları üzerinde dönüyor. Hukuksal kuralları
bilerek hareket etmek lazım. Basşavcılık olarak bize düşen, bunları etkileyen
hareketler varsa, bizim zaman zaman, en azından bize sorulduğunda veya ille de
re'sen uyarmamız gerekirse bunlar üzerinde sürekli yazışmalarımızı yapmamız
lazım" dedi.
Kıbrıs Türk halkının tanınmamışlık yüzünden uzun yıllar
zorluklarla yaşadığına işaret eden Öztürk, bu sıkıntılara ek olarak kişi hak ve
özgürlükleri de ön planla çıkarılmazsa, bunun toplum için olumsuz sonuçlar
doğuracağını söyledi.
Öztürk, Kıbrıs Türk toplumunun birçok ülkeden daha ileri
düzeyde olduğuna inandığını da ifade ederek "Siyasetin bu konuda yanlış
yapmadığını, iktidara hangi parti gelirse gelsin, insan hak ve özgürlüklerine
dikkat edildiğini düşünüyorum. Anayasamız da bu anlamda iyi. Yeter ki bunları
her an uygulayabilelim" diye konuştu.
Başsavcı Behiç Öztürk, vatandaşın da hem devlete hem de
diğer vatandaşlara karşı görevleri bulunduğuna işaret ederek bu ilişkilerin de
düzgün olması gerektiğini, ülkede bu yönde büyük sıkıntı olmamakla birlikte çok
eksiklik gördüğünü kaydetti.
Ülkede aksayan, eksikliği görülen hizmetler konusunda
Başsavcılık'ın bir rolü olup olmadığı sorusunu yanıtlarken Başsavcılık'ın
re'sen çok fazla iş yapmadığını, bu yüzden bu konularda birşey yapmadıklarını
kaydeden Öztürk, "Görevimiz hukuksal tavsiyeler vermek, bizden yardım
istenirse elimizden geleni yaparız" dedi.
KAMUOYUNA MESAJ: "HALKIMIZIN BAŞSAVCILIK'A GÜVENMELERİNİ
İSTERİM"
Başsavcı Behiç Öztürk, kamuoyuna mesajını da şu cümlelerle
verdi:
"Başsavcılık olarak her zaman adil davranmaya çalıştık.
En azından ben kendi dönemimde bu sözü vermek isterim. Mesai arkadaşlarımın da
benim gibi düşündüklerine ve bunu benden sonra daha da ileri boyuta
taşıyacaklarına inanırım. Hepsi de pırıl pırıl insanlar.
Halkımızın da dikkatli ve bilinçli davranması ve devletin
bütün fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olmaları lazım.
Kalkınabilmenin yegane modeli halkın da kendine düşeni yapmasıdır.
Biz Başsavcılık olarak görev alanımızda devlete, elimizden
gelen her türlü yardımı yapacağımızın sözünü verebilirim.
Halkımızın Başsavcılık'a güvenmelerini isterim. Biz zarar
verici bir mekanizma değiliz, aksine yarar sağlamaya çalışan bir mekanizmayız.
Bize güvensinler. Elimizden geleni mesai mevhumu gözetmeksizin yapacağız."
(GÜL/FG) FOTOĞRAFLI
Haber: Özgül Gürkut Mutluyakalı - Fotoğraf: Süleyman Önal
/TAK