Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, iki yıl önce Yavuz Çıkarma
Plajı olarak bilinen bölgenin 30 yıllığına bir şirkete kiralanması
kararının iptal edildiğini duyurdu
Hatırlanacağı
üzere Hüseyin Özgürgün’ün Başbakan olduğu dönemde Bakanlar Kurulu Çıkarma Plajını kiralama yoluna gitmiş,
ama alınan karardan Bakanların haberi bile olmamıştı.
Söz konusu karar iptal edilmemiş, askıda tutulmuş ve “gün gelir siyasi durum değişirse uygulanır” diye düşünülmüştü. Dörtlü koalisyon döneminde bile Vakıfların bağlı olduğu Başbakanlık dahil bu iptali gündeme getirmemiş ve o kara leke, bir ayıp olarak orda durmuş, iptal edilmemişti.
Söz
konusu araziyi bir şirkete kiralama kararı aylardır öylece dururken önceki gün hükümet
bu bakanlar kurulu kararını iptal etti.
Konuyla
ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay şu ifadeleri
kullandı:
“İki
yıl önce Yavuz Çıkarma Plajı olarak bilinen bölgenin 30 yıllığına bir şirkete
kiralanması ve ertesinde yaşanan tartışmaları anımsayacaksınızdır. Bakanlar
Kurulu’nda alınan tartışmalı bu karar daha sonra önce Meclis’te ardından da
kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olmuştu. Kıbrıs Türk Halkının hassasiyet
gösterdiği ve tarihimiz açısından bu denli önemli olan bu bölgenin kiralanması
kararı gelen tepkiler üzerine uygulanmamış ancak iptal de edilmemişti. Yani
Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte kalmış ancak uygulanmamıştı.
Farklı
kurumların bu karara karşı çıkması, kamuoyunda bir tepki oluşması ve Meclis
Komitesinin bu arazinin tarihi ve doğal sit alanı ilan edilmesi yönünde
oybirliği ile almış olduğu karar, Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasını
engellemiş ancak bahse konu karar iptal edilmemişti. Zaman zaman “siyasi
konjonktür uygun olursa uygulamaya koyacakları için iptal etmiyorlar” iddiası
ortaya konulan bu kararları incelemeye aldık.
Vakıflar
Örgütünün Ekim ayında aldığı bir kararla yaptığı talep üzerine dün itibariyle
Hükümet olarak bahse konu kiralamaya dair 2017 yılında alınan ilgili Bakanlar
Kurulu kararlarını iptal ettik”