Uluslarası Kıbrıs Üniversitesinde ‘Doğu Akdeniz’de Enerji Politikaları’ konulu panel düzenlendi.
Çevik Uraz Konferans Salonu’nda yer alan panele Türkiye’nin Lefkoşa
Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Kudret Özersay da katıldı.
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de Doğu Akdeniz’de en büyük kıyı şeridine sahip Türkiye’nin buradaki doğal kaynaklardan istifade etmesi ve bununla ilgili meşru menfaatlerinin korunmasının temel dış politika önceliklerinden olduğunu söyledi.
Büyükelçi Başçeri ‘Kıbrıs konusu yokmuş ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
normal bir devletmiş gibi atılmak istenen bazı adımlar ile ülkemizi,
KKTC’yi ve Kıbrıs Türklerini bölgede dışlamaya çalışan uluslararası
hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerine aykırı girişimlerin hayata
geçirilmesi mümkün değildir. Bu konudaki tutumumuz nettir’ diye konuştu.
Büyükelçi Başçeri, Türkiye’nin Kıbrıs adasının batısındaki deniz
alanlarında var olan meşru ve egemen haklarını koruyacağını, aynı
zamanda Kıbrıs Türklerine her alanda olduğu gibi adanın hidrokarbon
kaynakları üzerindeki eşit ve asli haklarının korunması için her türlü
desteği vermeye devam edeceğini söyledi.
‘Hiçbir yabancı ülke, şirket veya gemi kıta sahanlığımızda ve kıta
sahanlığımız üzerindeki deniz alanlarında izinsiz hidrokarbon aramaları
veya bilimsel araştırma faaliyetleri yürütemezler, bu husus tartışmasız
bir gerçektir’ diyen Büyükelçi Başçeri, bütün ilgili tarafları aklı
selime davet etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da, Rum
tarafının doğal kaynakların paylaşımı için çözümü bir ön şart olarak öne
sürdüğünü belirterek bu yaklaşımın incelenmesi gerektiğini belirtti.
‘Doğal kaynaklar üzerinde ulusların daimi egemenliği hakları vardır,
devletlerin değil. o devletler o ulusları temsil ettiği oranda o hakka
sahiptirler’ diyen Özersay, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin normal bir devlet
konumunda olmadığını ve her iki toplumu da temsil etmediğini o nedenle
bu kaynakların sahibi olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Geçmişte Rum tarafına çeşitli işbirliği önerileri yaptıklarını da
hatırlatan Kudret Özersay, Kıbrıs Rum tarafının ‘bu Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin egemen hakları ile ilgili birşeydir ben bunu sizinle
konuşmam’ şeklinde bir tavır ortaya koyarak aslında her iki halka da ait
olan birşeyi bir tarafın işgali altında bulunan bir devlete
endeksleyerek uzak tutmaya gayret gösterdiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Özersay, Rumların , kurulacak olan bir fonda
kaynağın yer alacağını ve günü geldiğinde Kıbrıslı Türklerin bu kaynağı
alacağı yönündeki açıklamasına ise yanıtın ‘biz bu filmi daha önce
gördük teşekkür ederiz’ olabileceğini söyledi.
Özersay, Rum tarafının mülkiyette olduğu gibi içi boş, temeli olmayan
ve gerçekle ilgilsi olmayan ‘fon verilecek’ iddiasının doğal
zenginliklerle ilgili olarak da ortaya koymasının hiçbir inandırıcılığı
olmayan içi boş bir vaatten başka birşey olmadığını kaydetti.
Doğal gaz konusunda Rum tarfafının kendi haline bırakılmaması
gerektiğini de kayden Kudret Özersay, ‘Doğu Akdeniz’de istikrar isteyen
herkes Rum tarafını kendi haline bırakmamalı ve mahsuplaşmaya
zorlamalıdır’ dedi.
Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Rum tarafının birbirini tanımadığını kaydeden
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, ancak bunun
mahsuplaşmak için biraraya gelmeye engel olmadığını belirtti.